Hazırlayan Abdullah Yargı
RİSALE HABER
İmzalandığı dönem Türkçesinde ismi Lozan Sulh Muahedesi olan Lozan Barış Antlaşması 6 Ağustos 1923'te yürürlüğe girdi. Hayatını, Kur'an ve İman davasına adayan Bediüzzaman Said Nursi hazretleri Türkiye Cumhuriyeti adına antlaşmayı imzalayan yetkililerin "dini terk ve dini öldürmek" hedeflerinin bilinmesi için "Lozan'ın İçyüzü" makalesini Emirdağ Lahikası'na dahil etmişti.
Bu antlaşma ismini yapıldığı İsviçre'nin Lozan şehrinden alır. Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace'ta imzalanmış barış antlaşmasıdır.
Bu antlaşmada Türkiye'den baştemsilci olarak İsmet İnönü katıldı. Karar aşamasında Türkiye'ye dönerek M. Kemal ile görüşerek antlaşmanın nihai şekli verildi. Türkiye'nin bugünkü sınırlarının da kabul edildiği antlaşmaya müdahil isimlerden Yahudi Hayim Naum da yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde Kur'an hükümlerinin kaldırılacağından ve milletin İslamiyetten uzaklaştırılacağından emin olmak istiyor ve bu durumu anltaşmanın taraflarına garanti ediyordu.
Risale-i Nur'da Lozan
Bediüzzaman Hazretleri, Büyük Doğu dergisindeki "Lozan'ın İçyüzü" adlı makaleyi, Lozan Antlaşması'nın maksadının ne olduğunu bilinmesi için Emirdağ Lahikası'nda neşrettirmiştir. Bu makale, yayımlandığı zaman büyük yankı uyandırmıştır.
İşte o makaleden bir bölüm
"Din öldürülecektir"
Lozan Muahedesinden sonra, İngiltere Avam Kamarasında, "Türklerin istiklâlini niçin tanıdınız?" diye yükselen itirazlara, Lord Gürzon'un verdiği cevap:
"İşte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları, mâneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz. Yani Mustafa Kemal ve İsmet'in verdikleri karar, Türk milletini İslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır."
Artık bunun üzerine herşey ap açık anlaşılıyor, değil mi? (Emirdağ Lahikası - II / 32-272)