Risale Haber-Haber Merkezi
Bediüzzaman, İttihad-ı İslam düşüncesinde Namık Kemal’i, selefleri arasında sayar. Namık Kemal, eserlerinde İslam birliğinin önemini ve lüzumunu açık ve kararlı bir şekilde ifade etmektedir. Özellikle Magosa’da yazmaya başladığı, ancak uzun bir aradan sonra 1881 yılında Midilli’de tamamlayabildiği ‘’Celaleddin Harizmşah’’ isimli eserinde bu görüşlerini net bir şekilde görmek mümkündür.
...
Bediüzzaman, 1895 yılında geldiği ve yoğun siyasi çalışmalarda bulunduğu Mardin’de, Namık Kemal’in hürriyetçi fikirlerinden etkilendiğini şu ifade ile belirtmektedir: "İnkılâptan on altı sene evvel, Mardin cihetlerinde, beni hakka irşad eden bir zata rast geldim. Siyasetteki muktesit mesleği bana gösterdi. Hem, tâ o vakitte, meşhur Kemâl’in "Rüyâ"sıyla uyandım."
Bediüzzaman’ın, uyanmasına vesile olarak zikrettiği Rüya isimli eseri, Namık Kemal’in nesir eserlerinden biridir.
...
1934 yılında yazdığı Yirmi İkinci Lem’a da Bediüzzaman, hürriyetçi fikirlerinden dolayı hapislere düşen ve uzun yıllar sürgün hayatı yaşayan Namık Kemal’in Abdülhamid’i hedef alarak yazdığı Hürriyet şiirindeki beytin, esasında bu asrın gaddar yüzüne çarpılmaya daha layık olduğunu şöylece belirtmektedir: "Evet, şu hürriyet perdesi altında müthiş bir istibdadı yaşayan şu asrın gaddar yüzüne çarpılmaya lâyık iken ve halbuki o tokada müstehak olmayan gayet mühim bir zâtın yanlış olarak yüzüne savrulan kâmilâne şu söz;
Ne mümkün zulm ile, bîdâd ile imhâ-yı hürriyet?/Çalış, idrâki kaldır, muktedirsen âdemiyetten!" beyti ile, hürriyet sevdasını bir kez daha dile getirirken, Sultan Abdülhamid’in de hak etmediği bazı hücumlara maruz kaldığını, veciz bir şekilde ifade etmektedir.
A.Kadir Üzeyiroğlu'nun "Namık Kemal ve Bediüzzaman" yazısını okumak için TIKLAYINIZ