Ömer Özcan’ın haberi:
RİSALEHABER-Risale-i Nur hizmetlerinde, Küçük Isparta olarak bilinen İnebolu’nun sembol ismi “Ahmed Nazif Çelebi”dir. Külliyatta çok yerlerde ismi ve mektupları geçen bu kahraman ağabeyimizin yaptığı hizmetler, bilhassa teksir makinesiyle yaptığı tab’ hizmetleri, Üstadımız tarafından takdir ve sena ile bahsedilmektedir.
Nazif Çelebi Ağabey, 1891 Kastamonu-İnebolu doğumludur. 30 Aralık 1964 senesinde vefat etmiştir. Kabirleri aynı ilçede, oğlu Selahaddin Çelebi ile yakındır.
1943 Denizli hapishanesinde, hapishane müdürünün Said Nursi’nin dışarıda, camilerde görüldüğünü ve bunu önleyemediğini söylemesi üzerine Ahmed Nazif Çelebi Bediüzzaman Hazretlerine bir pusula yazarak durumu bildiriyor. Hz. Üstad’ın cevabı ise şöyledir:
“Kardeşim Nazif, pusulanı aldım, güldüm. Ben onbeş yirmi gündür hastayım. -Üstad o zaman hakikaten son derece hastaydı, ateşi vardı- Namazı zor kılıyorum, ayağa kalkamıyorum, bir şey yiyemiyorum; hem hastayım hem de çok güçsüzüm. Bu kadar demir parmaklıklar arasından ben nasıl geçeceğim, nereden atlayacağım. O cami bir saatlik bir mesafede, ben oraya nasıl gider gelirim?
"Bu olsa olsa şudur: Cenab-ı Hak ehl-i imana üçyüz müekkel melâike tayin etmiştir. Bu melâikeler, o mü’min kul için müteaddid yerlerde, aynı zamanda, aynı kıyafette; meselâ Mekke’de, Medine’de görünür. Aynı saatte müteaddid yerlerde ibadet yapar, o mü’mine sevabını bağışlarlar. Bunun böyle olmak ihtimali vardır. Bu benim şahsıma aid değildir. Her mümin için olur. Said Nursi.” (Ömer Özcan Ağabeyler Anlatıyor–2)