Bugün 24 Kasım Öğretmenler günü. Bugün vesilesiyle Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin öğretmenlerle ilgili sözlerini yayınlıyoruz.
MASUM ÇOCUKLAR ÂDETA MIKNATIS GİBİ HOCALARINDAN NE GÖRÜRSE ÇEKERLER
Merhum talebesi Bayram Yüksel ağabey Bediüzzaman Hazretlerinin şöyle dediğini anlatıyor:
Üstadımız, muallimler ziyarete geldiklerinde onlarla çok fazla alâkadar olurdu. "Şu zamanın dindar bir muallimine eski zamanın velileri nazarı ile bakıyorum. Çünkü eski zamanda dinî terbiye ebeveyne verilmişti, bu zamanda o vazife muallimlere verilmiş. Muallimin iyisi çok iyi, fenası da çok fena. Çünkü masum çocuklar muallimlerine çok dikkat ederler, âdeta mıknatıs gibi hocalarından ne görürse iyiyi de fenayı da çekerler. Muallimin iyisi minare başında, kötüsü kuyu dibindedir. Muallimler için ortası yoktur, ya âlay-ı illiyyinde veya esfel-i safilindedirler. Ortası yok' derdi.
İMKANIM OLSA, HERGÜN DİNDAR BİR MUALLİME 10 ALTIN LİRA VERİRİM
Onun için dindar muallimlere çok ehemmiyet veriyordu. "Eğer imkanım olsa, hergün dindar bir muallime, öğretmene on altın lira veririm. Çünkü dünyada benim çocuğum olmadığından, bütün dünyadaki çocuklara şefkat cihetiyle alâkadarım' derdi.
Muallimlere ders verirken merhum Hasan Feyzi, Mustafa Sungur, Abdurrahman Yüksel gibi zatları misal verirdi ve "Sizleri de onlar gibi kabul ettim" derdi. Hem, "Mustafa Sungur'un okuması mânâ-yı ismîden mânâ-yı harfi hükmüne geçti, onun okuması maarif-i İlâhî hükmüne geçti" derdi.