Risale Haber-Haber Merkezi
Araştırmacı-Yazar Mustafa Akca, Risale-i Nur'un sadeleştirilemeyeceğini bir kez daha anlattı. Risale Akademi'de "Dilde Sadeleşme ve Sadeleştirme" konusunda bir seminer veren Akca, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin hayatta iken Risale-i Nur'un sadeleştirilmesine nasıl tepki verdiğini anlattı:
1. Bediüzzaman tarafından “Nur’un manevi avukatı” olarak iltifat gören edib ve âlim insan Ahmed Feyzi (Kul) Efendi 1949 yılında Afyon hapsinde Bediüzzaman’a mektup yazarak Gençlik Rehberini sadeleştirerek yayınlamak arzusunda olduğunu arz edince, Bediüzzaman bu işe razı olmadığını şu cümleyle ifade eder: “Ancak o zaman benim imzamı değil, kendi imzanı atarsın.”
2. Bediüzzaman 1955’te talebesi Hüsrev Altınbaşak’a Muhakemat isimli eserini Kur’an hattıyla teksiri için gönderir. Hüsrev Altınbaşak ise Bediüzzaman’ın daha önce kendisine iltifaten verilmiş tanzim izinlerine binaen “Muhakemat bu haliyle anlaşılmaz” diyerek sadeleştirerek mumlu kâğıda basıp Bediüzzaman’a gönderir. Muhakemat’ın yeni halini gören Bediüzzaman neşri durdurur. Sonra talebelerini toplayarak, “Siz hakem olun. Bakın şurada ben şu manayı kastetmiştim, fakat o, bakınız başka şekilde anlamış ve yazmıştır. O halde bu şekilde Muhakemat olarak neşri caiz midir? diye sorar.” (Abdülkadir Badıllı : Sadeleştirme Asri Bir Tahriftir, Mufassal Tarihçe-i Hayat.)
3. Şu örnek de şair ve edip Necip Fazıl Kısakürek ile ilgilidir. 1952’de Necip Fazıl Risale-i Nur’dan bazı metinleri sadeleştirerek Büyük Doğu mecmuasında neşretmeye başlar. Bunun üzerine Bediüzzaman talebelerini harekete geçirerek neşriyatı durdurur.
4. 1952’de Zübeyir Gündüzalp’in Necip Fazıl’a mektubundan iktibasla: «Şu ince noktayı siz gibi tasavvuf ehline arz ederiz ki; Risale-i Nur Bediüzzaman hazretlerinin irade ve ihtiyarı ile telif edilen bir eser değildir. Zaman zaman şedit ihtiyaç sıralarında ihtar-ı Rabbani ve ilham-ı İlahi ile yazdırılan Kur’an-ı Hakim’in yirminci asırdaki bir mucize-i maneviyesidir. Bu hüccetli ve aşikar hakikate nazaran; allâme-i cihan bir müellif dahi, Risale-i Nur’un bir cümlesinde bile değişiklik yapmaya asla cesaret edemez.»
5. 1946’da İstanbul’da Şemsettin Yeşil sadeleştirme teşebbüsünde bulunur. Bediüzzaman’ın ikazı ile durdurulur.
Seminer notlarının tamamı için TIKLAYINIZ
Risale-i Nur'un sadeleştirilmesi ile ilgili tüm ayrıntılar, tartışmalar için TIKLAYINIZ