İki gün boyunca Alvarlı Efe'yi ve eserlerini konuşan akademisyenler Alvar İmamı'nın yaşadığı köyü ve mekânları da gördü. Sempozyum boyunca Efe Hazretleri’nin hayatı aşamalı olarak işlendi. Sempozyum Koordinatörü Prof. Dr. Cengiz Gündoğdu, bu oturumda Alvarlı Efe’nin Pîr-İ Küfrevî Hazretlerine olan bağlılığını ifade etti. Sempozyuma gelenleri Efe’nin misafirleri olarak gördüklerini aktaran Gündoğdu, katılımcıların sundukları tebliğlerin bilim kurulunun değerlendirmesinden sonra kitap olarak yayınlanacağını söyledi.
Âlimlerin İslam’ı daha iyi anlatmak için insanlara sofralar kurduğunu ve bütün insanlığı bu sofraya davet ettiğini anlatan Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Ağırman ise “Bu sofralar iki şekilde olur. Bunlardan ilki temsili hikâyelerdir. Bu vadide Feridüddin-i Attar, Sadi Şirazi, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Üstadımız Bediuzzaman Said Nursi gibi âlimler hikâyelerle anlaşılması zor konuları temsille anlatır. Bir de hakikatleri manzumelerle anlatan âlimler vardır. Yunus Emre, Mevlana, Süleyman Çelebi, İbrahim Hakkı Hazretleri ve Alvarlı Efe de bunlardandır.”
Alvarlı Efe’nin muhabbeti, aşkı, kulluk bilincini, Allah inancını, tevhit akidesini içine çekmiş olan örnek bir şahsiyet olarak tanımlayan Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Türer, “Alvarlı Efe bir Allah dostu ve Peygamber (sav) varisidir. O irfani geleneğin en önemli temsilcidir. O bir derya gibidir. Biz o deryadan kabımıza göre bir şeyler almaya çalışıyoruz.” dedi.
Alvarlı Efe Hazretleri İlim ve Sosyal Hizmetler Vakfı Başkanı Hüseyin Kutlu, Alvarlı Efe’nin oğlu Hacı Seyfettin Efendi sayesinde eserlerinin bugüne ulaştırıldığını aktardı.
Cihan