Risale Haber - Haber Merkezi
TV111'de seyirciyle buluşan Alternatif Bakış Özel programında, FETÖ üzerinden Bediüzzaman'a ve Risale-i Nur mesleğine atılan iftiralara cevap veren yazar Metin Karabaşoğlu; FETÖ ile Risale-i Nur mesleği arasındaki nüanslara da dikkat çekti.
Bu nüanslardan birisinin de 'cemaat kavramına bakışta' kendisini ortaya koyduğunu belirten Karabaşoğlu; Risale-i Nur mesleğinde 'kendini ümmet bütünlüğünden üstün gören' bir cemaat anlayışının doğru bulunmadığını; ancak FETÖ yapılanmasının tam da bu argüman üstüne kurulu olduğuna vurgu yaparak; "Bediüzzaman'ın temel eserlerinden ve Lahikalarda önümüze koyduğu sosyallikten, talebeleriyle olan ilişkilerinden ve hukukundan anladığımız üzere; ümmet bütünlüğünden kopuk, kapalı, içe dönük ve kendini ümmet ortalamasından daha yukarıda gören bir cemaat anlayışı Bediüzzaman'ın mirasına aykırıdır" dedi.
Türkiye'deki mevcut cemaat yapılarının ise, genelde, 27 Mayıs İhtilali ve ardından oluşan büyük taarruz ortamında 'korunma refleksiyle' şekillendiğini belirten Karabaşoğlu; bu 'kapalılık oranı yüksek' yapılanmaların Risale-i Nur mesleğiyle açıklanamayacağını dile getirerek şöyle konuştu: "27 Mayıs İhtilali sonrasındaki büyük taarruz şartlarında bir ölçüde Nur Talebeleri de değişime uğramıştır. Düşünün. Her koldan saldırıya maruzsunuz. Bu saldırı karşısında korumanız gereken bir miras, meslek ve hizmet yapısı var. Bu müdafaa psikolojisi bir ölçüde Nur Talebelerini de etkilemiştir. "
FETÖ benzeri 'ümmet içinde erimemeye yatkın' yapılanmaların Bediüzzaman'ın mirasıyla açıklanamayacağının altını çizen Karabaşoğlu; bu noktada böylesi yapılanmalarla Risale-i Nur mesleğinin karıştırılmasının büyük bir hata olacağını ifade etti. Risale-i Nur mesleği veya Bediüzzaman hakkında bir hüküm verilirken bakılması gerekenin sahadaki uygulamalar değil metinler olduğuna da dikkat çeken Karabaşoğlu; metinler incelendiğinde yaşananların Risale-i Nur'la hiçbir ilgisinin olmadığının netlikle görüleceğinin altını çizerek: "Bediüzzaman nasıl ifade ediyor cemaati? Esnek, gevşek ve geçişli bir toplumsallıktır. Ümmetin içerisinde suyun içerisindeki şeker gibi olmaktır. Erimemiş bir parça olarak kenarda görünüyorsa eğer Nur Talebeleri, Bediüzzaman'ın onlara önerdiği (İhlas ve Uhuvvet Risalelerinde öğrettiği ve lahikalarda gösterdiği) modeli uygulamada bir sıkıntıları var demektir" şeklinde konuştu.