Risale Haber-Haber Merkezi
Son Şahitler'den Molla Hamid Ekinci anlatıyor:
Bir gün dereye su getirmeye gidecektim. Fakat dere korkulu bir yerdi. Vahşi hayvanların bulunduğu bir mevkiydi. Orada ise güzel içme suyu bulunuyordu. Ben korktuğumu söyleyince, Üstad, "Niçin korkuyorsun" dedi. Ben de "Efendim, o derede her türlü vahşi hayvanlar bulunuyor" dedim.
Üstad ise beni cesarete alıştırmak için, "Yalnız olarak git, sana hiçbir şey olmaz, korkma" dedi.
Gidip dereden suyu alıp getirdim. Döndüğümde Üstad:
"Ne gördün" diye sordu.
Hiçbir şey görmediğimi söyleyince:
"İnsan biraz şecaatli olmalıdır" diye mukabelede bulundu. Ben kurtlardan korktuğumu söyledim.
Bu defa da bana, "Geçen gece, geç vakitte ben kalkmış, elbisemi giyiyordum. Açık kapıdan bir hayvan girdi. Ben köpek zannettim. Sonra bana doğru geldi. Baktım ki bir kurt! O zaman kendi kendime düşündüm, bu hayvanın niyeti nedir acaba?
"Karşımda durarak bana bakmaya başladı. Yarım saat kadar durdu. O bana, ben ona baktım. Sonra dönüp çekip gitti. Ben onun halini şöyle değerlendirdim:
"Lisan-ı halinden diyordu ki, bu kadar yanında durdum. Bana bir ikramda bulunmadın. Ben de sana minnet etmiyorum. İşte gidiyorum. Rezzak-ı Hakikinin sofrasında rızkımı arayacağım."
Üstad bu hâdiseyi anlattı ve devamla:
"Halbuki görüyorsun ki, elimizde hiçbir silâhımız yoktur. Eğer bu hayvanlar başıboş olsalar, irade-i İlâhiye haricinde bulunsalar, hepimizi burada parçalayıp dağıtırlar."
(Son Şahitler)