Haber-Yorum: Cemil Yüzer
Haber Türk Gazetesi “Said-i Nursi’nin Atatürk’e 88 yıllık mektubu: İslam kahramanı Paşa Hazretleri’ne” manşeti ile yayınlandı. Yeni bir belge olarak lanse edilen haberde, Bediüzzaman’ın 9 Kasım 1922’de Ankara’ya ziyaretinden sonra 23 Kasım 1922’de Atatürk’e gönderdiği mektup ve mektupla ilgili yorumlar yer alıyor. Haberin içeriğinde Said Nursi’nin Meclisi ziyaret ettiğinin belirtilmesine rağmen Mustafa Kemal’le herhangi bir görüşmesinden bahsedilmiyor. “Çok mühim bir mektup” notu düşülen belgeye Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nden ulaşıldığı da aktarılıyor.
Bediüzzaman’ın Atatürk’e yazdığı mektupta ilk dikkati çeken, mektubun giriş cümlesi. Haber, “Said Nursi’nin Atatürk’e övgü dolu sözlerle hitap edip nasihatlerde bulunduğu” yorumuna sebep olan “İslam Âleminin kahramanı Paşa Hazretlerine” ifadesi ile başlıyor. Hitap, ilk bakıldığında, Said Nursi’nin Mustafa Kemal’le arasında herhangi bir sorun/anlaşmazlık olmadığını, tam tersi genel anlamda icraatlarını takdir ettiği gibi anlaşılıyor. Ama görüşmenin yapıldığı tarihle ilgili iki ayrıntı, bu düşünceyi doğrulamıyor:
1. O tarihe kadar Atatürk henüz kendisini tam olarak ifade etmemişti. Rejimi değiştirmek ve yeni bir devlet kurmak için, özellikle daha sonra en büyük ötekiler haline getirilecek Kürtler ve dindarların desteğine çok ihtiyacı vardı. Bunun için de gerçek fikirlerini bu kesimlere anlatmadığından, “ülkeyi işgalden kurtaran ordunun başı” ve “Meclisin şahs-ı manevisini temsil eden kişi” olarak biliniyordu. O dönemdeki yazışmalar genelde bu tür hitaplarla başlıyordu.
2. Said Nursi’nin gönderdiği mektubun Atatürk’le arasında geçen görüşmeden önce olduğu anlaşılıyor. Çünkü Said Nursi’nin Tarihçe-i Hayat adlı kitabındaki ifadelerine göre, Meclis’te milletvekillerine namaz ana temalı 10 maddelik beyanname neşreden Bediüzzaman ile Mustafa Kemal arasında tartışma yaşanıyor. M. Kemal’in "Biz, seni buraya çağırdık ki, bize yüksek fikirler beyân edesin; sen geldin, namaza dâir şeyler yazdın, içimize ihtilâf verdin" sözlerine karşı Said Nursi, "Paşa, Paşa! İslamiyette, îmandan sonra en yüksek hakîkat namazdır. Namaz kılmayan haindir; hainin hükmü merduddur" şeklinde cevap verir. O görüşmeden sonra Said Nursi’nin Mustafa Kemal’e olan bakışı netleşir.
MEKTUPTAKİ BEYANNAME, TARİHÇE-İ HAYAT’TAKİYLE AYNI
Said Nursi Atatürk’e gönderdiği mektupta, kısa bir girişten sonra herkesin bildiği ve Tarihçe-i Hayat’ta geçen, Meclis’e hitaben okuduğu 10 maddelik beyanname de yer alıyor. Yine haberde geçen ilginç bir ifade de haberi yazan Güntay Şimşek’in yorumunda belirttiği, mektupta geçen 10 maddelik beyannamenin Tarihçe-i Hayat’ta yer alan beyannameden “çok farklı” olduğu. Ancak iki metin karşılaştırılınca arada pek fark olmadığı görülüyor.
Her iki metindeki 10 madde karşılaştırıldığında Said Nursi’nin Osmanlıca olarak kaleme aldığı beyanname gazeteye geçirilirken kelimesi kelimesine sadeleştirilmiş. (Heralde iki metindeki en büyük farklılık da bu.) Metinlerdeki ilk 7 madde aynı. 8. madde de aynı, fakat mektupta şu cümle fazladan var: “Napolyon’a değil belki Selahaddin-i Eyyübi gibi İslam kahramanlarına tabi olmanız gerekir.” Bu cümle Meclise hitaben kaleme alınan metinden farklı. Çünkü iddia edildiği şekilde bu mektup, Meclis başkanı olan Atatürk’e gönderiliyor. Said Nursi’nin de şahsa hitap eden mektupta böylesi bir ekleme yapması doğal. 9. madde de fark yokken, 10. maddede ise Tarihçe-i Hayat’ta bir paragraflık fazladan metin var. Fakat o da mana olarak zaten mektubun içinde mevcut.
Özet olarak, gazetenin iddia ettiği üzere Tarihçe-i Hayat’taki beyanname ile Üstad’ın Atatürk’e gönderdiği mektupta ciddi bir farklılık yok.