Risale Haber-Haber Merkezi
Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, Kürtlük zerinden yapılan eleştirilere, "Bütün bir varlığını İslam'a adayan Bediüzzaman Said-i Nursi yeterince Kürt değil midir?" sorusu ile karşılık verdi.
"Kim daha Türk: Çölaşan mı Ahmet Altan mı?" başlıklı yazısında "Bakmayın siz başlığa çektiğim soruya, kim Türk kim değil yollu merakım hiç olmadı" diyen Tuna, Ahmet Altan'ın bazı sözlerini eleştirdi.
Altan'ın, "Kürtlerle Türklerin anlaşabilmeleri için Kürtlerin 'gururlu' durmasını sağlayacak, 'beni kızdırırsanız size gösteririm' diyebilmesine olanak verecek, kendisini ezilmiş hissetmemesine yardımcı olacak bir silahlı örgüte ihtiyacı var... PKK'yı yok ederseniz Kürtleri yenmiş olursunuz ama Kürtlerle asla barışamazsınız..." cümlelerini köşesine taşıyan Tuna, yazısını şöyle sürdürdü:
"Şimdi sormayacak mıyız: Ey Ahmet Altan Kürtleri yenmeye çalışan Türkler kim?
Ben bir Karadenizli olarak hayatımda hiçbir Kürt'ü hiçbir şekilde yenmek istemedim.
Böyle salak hedeflerim olmadı.
Yeterince Türk değil miyim yoksa?
Peki Ahmet Altan'ın zihnindeki Kürtler nedir, nasıl bir şeydir?
Böyle proletarya, işçi sınıfı gibi bir şey midir?
Hepsi birden varlığını PKK'nın varlığına adamış mıdır? Adamayanların durumu ne olacak; Kürtlükleri sahih kabul edilmeyecek mi?
Bütün bir varlığını İslam'a adayan Bediüzzaman Said-i Nursi yeterince Kürt değil midir?
Türklerin Kürtlere, Kürtlerin Türklere söyleyebileceği sözün değeri üzerinden bir "kimlik" tanımlaması yapmaya kalkışsam etnisitesiz bir insan olur muyum?
Varsın olsun, ziyanı yok.
Nasıl olsa biz Erdem Bayazıt'ın o şiirini terennüm ederek büyüdük: "Adım: MÜSLÜMAN."