Risale Haber-Haber Merkezi
Başbakan danışmanı, İstanbul milletvekili Yalçın Akdoğan, Said Nursi'nin hem ırkçılığın hem din karşıtlığının Kürtlere uygun olmadığını, ‘temsil’ iddiasının sadece seçilmiş kişilerde olabileceğini vurguladığını söyledi.
Star'daki yazısında Kürt meselesinin çözümünün eli kanlı canilerin hezeyanlarına kurban edilmesinin söz konusu olamayacağını ifade eden Akdoğan, "Marksist, din karşıtı, kafatasçı ve ölümden beslenen bu anlayış artık ciddi şekilde sorgulanmalıdır" dedi.
Bediüzzaman Said Nursi'nin sözlerine dikkat çeken Akdoğan, yazısını şöyle sürdürdü:
"Bediüzzaman Hazretleri 17 Mart 1920’de Sebilürreşad Dergisi’nde yayınlanan ‘Kürtler ve İslamiyet’ başlıklı makalesinde şunları söylüyor: “İslam, uhuvvet-i İslamiyeye (İslam kardeşliğine) münafi (karşı) olan kavmiyet davasını men eder. .. Kürtlerin asl ve nesebleri ne olursa olsun, İslam’dan iftiraka (ayrılığa) vicdan-ı millileri asla müsaid değildir...İslamiyet, herhangi bir ırkın diğer bir unsur-u İslam aleyhine olarak menfi surette intibah (uyanış) hasıl etmesini kabul edemez.Binaenaleyh, Kürdleri Müslümanlıktan ayırmak isteyenler, esasat-ı İslamiyeye muhalif hareket ediyorlar. Hakiki Kürdler, kimseye kendilerine vekil-i müdafi olarak kabul etmiyorlar. Onların vekili ve Kürdlük namına söz söyleyecek ancak Meclis-i Mebusan-ı Osmaniye’deki mebuslar olabilir”.
"Said Nursi, bu sözlerinde hem ırkçılığın hem din karşıtlığının Kürtlere uygun olmadığını söylüyor, ‘temsil’ iddiasının sadece seçilmiş kişilerde olabileceğini vurguluyor.
Irkçı ve ateist bir anlayışın Kürtleri temsil iddiasına soyunmasına ve terörü bir yöntem olarak dayatarak sivil çözüm süreçlerini sabote etmesine sessiz kalınmamalıdır.