Sultan III. Selim zamanında yaptırılan ve Sultan II. Abdülhamid zamanında genişletilerek devlet sarayı haline getirilen Yıldız Sarayı kompleksinin yenilenme sürecine ilişkin basın toplantısı düzenlendi.
Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, toplantıda yaptığı açıklamada, kompleksin açılışının Türkiye tarihi ve kültürel miras açısından taşıdığı öneme işaret ederek, "Ülkemizde Osmanlı Devleti'nden bugüne kalmış 5 sarayın en büyüklerinden birinin, birkaç gün içinde yerli ve yabancı ziyaretçilerimizle buluşacağını hem ülkemize hem dünyaya duyuruyoruz." dedi.
100 YILDIR KAPALI
Sarayın yaklaşık 100 yıldır ziyarete kapalı olduğunu vurgulayan Yıldız, "Milli Saraylara ait mekanlar ilk açıldığında belli bir süre ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Şu an burasıyla ilgili bir giriş ücreti tespit etmemiş durumdayız. Ama vatandaşlarımız için zaten her zaman bir müze kart kolaylığımız var. Malumunuz Milli Saraylara ait mekanlar müze kartla gezilebiliyor. O yüzden bütün ziyaretçilerimizi buraya bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
SARAYIN BİRÇOK KISMI TARİHİNDE İLK DEFA ZİYARETE AÇILACAK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla 19 Temmuz'da açılacak Yıldız Sarayı, 20 Temmuz'dan itibaren ziyaretçileri kabul edecek.
Uzun yıllar devam eden restorasyon, konservasyon ve peyzaj çalışmaları tamamlanan Yıldız Sarayı'nda "Büyük Mabeyn Köşkü", "Çit Kasrı", "Küçük Mabeyn Köşkü" ve "Harem Dairesi" başta olmak üzere birçok yapı, tarihinde ilk kez ziyaretçiyle buluşacak.
Osmanlı döneminde yabancı devlet adamlarının ağırlandığı Mabeyn Köşkü, yakın zamana kadar Cumhurbaşkanlığı kabullerinde kullanılıyordu.
Tarihte "Hamid Bahçesi" olarak adlandırılan, bitki çeşitliliği, doğal nehir görünümündeki su yolu ve peyzaj tasarımıyla hayranlık uyandıran bahçe de açılış sonrası ziyaret edilebilecek.
YILDIZ SARAYI TARİHİ
Yıldız Sarayı kompleksi, Osmanlı Devleti'nin son sarayı olması açısından ayrı bir önem taşıyor.
Asıl şeklini Sultan II. Abdülhamid döneminde alan saray, 33 yıl boyunca devletin yönetim merkezi, Sultan'ın ve ailesinin ikametgahı olarak kullanıldı.
Köşkler, yönetim ve koruma yapılarıyla parklar bütününden oluşan Yıldız Sarayı, Sultan II. Abdülhamid'in 1909'da tahttan indirilmesiyle önemini yitirdi.
Son Osmanlı padişahı Sultan VI. Mehmed Vahdeddin döneminde de bir süre kullanılan saray, 1922'de saltanatın kaldırılmasıyla kapılarını tümüyle dış dünyaya kapattı.
SAİD NURSİ'DEN ABDÜLHAMİD'E: YILDIZ SARAYINI ÜNİVERSİTE YAP
Osmanlı'yı ayakta tutmak için çabalayan isimlerden olan Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Sultan 2. Abdülhamid'e Yıldız Sarayı'nı üniversite yapmasını tavsiye etmişti.
Gazetede yazdığı makalede Abdülhamid'i uyaran Sad Nursi'nin Divan-ı Harb-i Örfî'de yer alan sözleri şöyle:
"Münhasif (sönmüş) Yıldızı (Yıldız Sarayı) darülfünun (üniversite) et, tâ Süreyya (ülker takım yıldızı) kadar âli (yüksek) olsun. Ve oraya seyyahlar, zebânîler yerine ehl-i hakikat melâike-i rahmeti yerleştir, tâ cennet gibi olsun.
"Ve Yıldız'daki milletin sana hediye ettiği servetini, milletin baş hastalığı olan cehaletini tedavi için büyük dinî darülfünunlara (üniversite) sarf ile millete iade et. Ve milletin mürüvvet ve muhabbetine itimad et. Zira, senin şahane idarene millet mütekeffildir.
"Bu ömürden sonra sırf âhireti düşünmek lâzım. Dünya seni terk etmeden evvel sen dünyayı terk et. Zekâtü'l-ömrü (ömrünün zekatını) Ömer-i Sâni (İkinci Ömer olarak şöhret bulmuş, Ömer Bin Abdulaziz gibi) yolunda sarf eyle!"
Şimdi muvazene edelim: Yıldız eğlence yeri olmalı veya darülfünun olmalı? Ve içinde seyyahlar gezmeli veya ulema tedris etmeli? Ve gasp edilmiş olmalı veyahut hediye edilmiş olmalı? Hangisi daha iyidir? İnsaf sahipleri hükmetsin.