Ömer Özcan’ın haberi:
RİSALEHABER-1948 Afyon hapishanesinde, Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ile talebeleri arasında haberleşmelerde kullanılan kibrit kutuları vardır. Karşılıklı yazılan pusulalar bu kibrit kutularının içinde gizlice gidip geliyordu. Kutular, ağabeyler tarafından elde edilen meydancı Âdem Efendi tarafından taşınıyordu.
Bu gizli pusulalardan biri de, Bediüzzaman Hazretlerinin kendi el yazılarıyla yazılmış “Leyle-i Miraç” tebrikidir. Bu tebrik, Şuâlar kitabının 499. sayfasında neşredilmiştir. Nur talebelerinin medreselerde, bilhassa Miraç gecelerinde Şuâlar kitabından okudukları Bediüzzaman Hazretlerinin tebrik mektubu işte bu pusuladır.
Kibrit kutusuna sığsın diye katlanmış hali hala belli olan bu pusulaların orijinali Tarihçe-i Hayat kitabının ‘Tahliller’ kısmında bir mektubu olan Konyalı Ahmet Atak ağabeydedir. Ahmet Atak, Afyon hapishanesine Zübeyir Ağabey ile beraber gitmişti. Çok kıymetli hatıraları “Ağabeyler Anlatıyor-5” kitabında yayınlanan eski Senatörlerden Ahmet Atak, sonradan adını Ahmet Remzi Hatip olarak değiştirmiştir.
Ahmet Atak Ağabey, hatıralarını almak ve kaydetmek için kendisine evinde yaptığımız ziyaret sırasında pusula ilgili şu bilgileri verdi bize:
“İşte şu elimde gördüğünüz o mektuplardan bir tanesi. Üstad’ın kendi el yazısıdır, orijinaldir. Bana Ziver Bey’in (Zübeyir Gündüzalp) hediyesidir. Kibrit kutusuna sığacak şekilde katlanmış. İzleri görüyorsunuz, hala belli oluyor. Bu mektubu okuyayım size:
Bediüzzaman Hazretlerinin Afyon Hapishanesinde iken kendi eliyle yazıp kibrit kutusu içinde talebelerinin koğuşuna gönderdiği iki parçalı LEYLE-İ MİRAÇ pusulası, Şuâlar kitabında da neşredilmiştir...
“Bismihi Subhanehu.
“Aziz, sıddık kardeşlerim,
“Leyle-i Miraç, ikinci bir Leyle-i Kadir hükmündedir. Bu gece mümkün oldukça çalışmakla kazanç birden bine çıkar. Şirket-i mâneviye sırrıyla, inşaallah herbiriniz kırk bin dille tesbih eden bazı melekler gibi, kırk bin lisanla bu kıymettar gecede ve sevabı çok bu çilehanede ibadet ve dualar edeceksiniz. Ve hakkımızda gelen fırtınada binden bir zarar olmamasına mukabil, bu gecedeki ibadetle şükredersiniz. Hem sizin tam ihtiyatınızı tebrikle beraber, hakkımızda inâyet-i Rabbâniye pek zâhir bir surette tecelli ettiğini tebşir ederiz.” (Şuâlar 499)