Risale Haber-Haber Merkezi
Avukat Ömer Faruk Uysal, Bediüzzaman Said Nursi'nin mahkeme savunmalarının en büyük özelliğinin 'edilgen kalmamak' olduğunu söyledi.
TV111'de her hafta izleyicisiyle buluşan Alternatif Bakış'ta, bu hafta, yazar Metin Karabaşoğlu, hukukçu Ömer Faruk Uysal ve Şener Boztaş, Bediüzzaman'ın Divan-ı Harb-i Örfî'de yaptığı savunma üzerinden onun siyasete ve meşrutiyete bakışını konuştular. Programın hemen başlarında Boztaş'ın; "Bediüzzaman'ın Divan-ı Harb-i Örfî'de yaptığı bu ilk savunma ve daha sonraki savunmaları bize üslûp açısından neler öğretiyor?" şeklindeki sorusu üzerine, hukukçu Ömer Faruk Uysal, mezkûr savunmalardan ilk öğrendiğimiz şeyin 'edilgen kalmamak' olduğunu ifade etti.
Uysal, "Bediüzzaman kendini savunup hapisten, sürgünden kurtulayım kaygısının olmadığı görülüyor. Suçsuz olduğuna inanıyor, elbetteki suçsuz. Hiç bir meşru hukuk düzeninde din ve iman için çalışan bir piri fani mahkum edilemez. Siyasal bir projesi yok, örgütsel bir yapısı yok. Ama rejim bunu tehlikeli bulduğu için kendisini ve talebelerini devamlı sıkıştırıyorlar" dedi.
Mahkemelerde hem avukatların hem de sanıkların 'ceza almamak arzusundan dolayı' edilgen bir üslûp kullanmaya meyyal olduklarını belirten Uysal, Bediüzzaman'ın ise böyle bir psikolojide olmadığı, inandığı şeyleri savunmayı ceza almaktan daha fazla önemsediğinin görüldüğünü dile getirdi. Dikkat edildiğinde görüleceği üzere, onun, yargılama boyunca kullandığı tüm argümanların davasına dair olduğunu ve kendi şahsını suçlamalardan kurtaracak bir hoşgörü arayışı içinde bulunmadığını belirten Uysal, bu duruşun bile hakikat mesleğinde gidenler için başlıbaşına öğretici mahiyette olduğunu ifade etti.
Nur talebelerinin de ilerleyen dönemde yaşadıkları yargılamalarda aynı üslûbu benimsediklerini belirten Uysal; Avukat Bekir Berk'in Risale-i Nur'a ve nur talebelerine temayül etmesini sağlayan şeyin de onların sahip olduğu bu 'dava bizden daha önemli' duruşu olduğunu sözlerine ekledi.