Risale Haber-Haber Merkezi
Bediüzzaman, Kastamonu Lahikası’nda risalelerin mantıkla irtibatının kurulması gerektiğini belirtir. Kızıl İcaz’ın mantıkta bir şaheser olduğuna dikkat çeken Bediüzzaman, Ta’likat isimli eserinden süzülmüş i’cazlı bir icaz olarak seçkin alimleri hayret ve dikkate sevk ettiğini söyleyerek ve bu eserin Risale-i Nur'la irtibatının kurulmasının gerektiğini şöyle belirtmektedir:
Kızıl İcaz namındaki risale-i mantıkiye Risale-i Nur’la bağlanmasına
“Hem Eski Said’in ilm-i mantık noktasında bir şaheser hükmünde bulunan gayr-ı matbu Ta’likat’tan süzülen i’câzlı bir îcâz-ı harikada müdakkik ulemaları hayret ve tahsinle dikkate sevk eden matbu Kızıl İcaz namındaki risale-i mantıkiye Risale-i Nur’la bağlanmasına ve şakirtlerinin, âlimler kısmının nazarına göstermek lâyık gördüm; fakat çok derindir. Bugünlerde, Feyzi’ye bir parça ders verdim. Belki bir zaman Feyzi kendisi, başkasının da anlaması için dersini Türkçe kaleme alacak.”
Bedîüzzaman, Süllem metnini neredeyse kelime kelime izah eylemiştir
Tercümeyi yapan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Kızıl İcaz’ın, Abdurrahman Ahdarî’nin Süllem’ül-Münevrak isimli eserine bir Şerh olarak kaleme alındığını söyledi. Abdülmecîd Nursî’nin hem ağabeyi ve hem de Üstâdı olan Bedîüzzaman’ın bu mûcez Şerhine Hâşiye kaleme aldığını belirten Akgündüz, yaptığı çalışma hakkında şu bilgileri verdi:
"Mantık ilminde bir metin olan Abdurrahman Ahdarî’nin Süllem’ül-Münevrak adlı eseri, Bedîüzzaman tarafından Kızıl Îcâz adıyla şerhedilmiştir. Biz bunun da tercümesini yaptık. Bu Hâşiye’den ziyâde klasik anlamda Şerh’dir. Zira Bedîüzzaman, Süllem metnini neredeyse kelime kelime izah eylemiştir.
"Ta‛lîkat yani ilmî bir metnin üzerine kaleme alınan mülâhazalar, istifsârlar ve manalar üzerine yapılan derin açıklamalar demektir. Mesela İsmail Gelenbevî‛nin Burhân isimli mantık kitabı üzerine Bediüzzaman’ın kaleme aldığı Ta‛lîkat bu kabildendir. Kisaca İslâm telif geleneğinde bir metnin daha iyi anlaşılabilmesi için kaleme alınan mufassal takrirle, bir müellifin bazı görüş ve düşüncelerinin notlar halinde toplandığı eserlerin ortak adıdır. Kızıl Îcâz üzerine Molla Sadreddin ve Molla Musa’nın yazdıkları da kısmen Ta‛lîkat kabilindendir.
"İşte Mantık İlmindeki Abdurrahman Ahdarî’nin Süllem’ül-Münevrak adlı metnini Bedîüzzaman Kızıl Îcâz adıyla şerhetmiş ve Abdülmecîd Nursî de kendisinden ders aldığı Kızıl Îcâz Şerhine Hâşiye kaleme almıştır. Biz bunları da tercüme etmiş bulunuyoruz. Abdülmecîd Nursî’nin yaptığı klasik manada bir Hâşiye’dir.
Çalışmak bizden ve tevfîk Allah’tan
"Hem Süllem, hem şerhi olan Kızıl Îcâz ve hem de Hâşiyesi olan Abdülmecid Efendi’nin izahları, bazan Üstad’ın eserini anlamada yeterli olmadığı için, biz de ana konu başlıklarında bir nevi Ta‛Lîkat kabilinden açıklayıcı izahlar koymak durumunda kaldık. Bu izahlarımızı kitabın içinde ve tırnak arasında siyah harflerle yazdık ki, asıl kitaplar karışmasın. Bütün bunlara rağmen, dipnot yani eski tabirle Hâşiye olarak bazı ıstılâhları izah etmek mecburiyetinde kaldık.
Önemle itirâf edelim ki, bazı metinleri yüzde yüz anladığımızı söylemek zordur. Ancak elimizden gelen budur. Bundan sonraki baskılarda tashihler ve tavsiyeler gelirse, şerefle nazar-ı itibara alacağız. Çalışmak bizden ve tevfîk ise Allah’tan olduğuna gönülden inanıyoruz.