Said Nursi'nin mezarı yeniden TBMM'nin gündeminde

Daha önce bir çok kere TBMM'de konuşulan Said Nursi'nin kayıp mezarı yine gündeme geldi ve oylama yapıldı

Ahmet Bilgi'nin haberi:

RİSALEHABER-TBMM, Seyit Rıza, Said Nursi ve Şeyh Said ile arkadaşlarının mezar yerlerinin tespiti ve ailelerine iade edilmesi amacıyla verilen Meclis araştırma önergesini tartıştı. Önerge hakkında parti temsilcileri konuştu. Ardından oylama yapıldı.

HDP ve CHP önergeyi destekledi

Önergeyi veren HDP'nin Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, "Seyit Rıza, Said Nursi (veyahut da Saidi Kürdi), Şeyh Sait ve arkadaşlarının mezar yerlerinin tespit edilmesi için defalarca bu Meclis kürsüsünde konuşuldu. Bizim partinin konu hakkında verdiği değişik soru önergeleri, araştırma önergeleri oldu fakat öyle görünüyor ki konu hakkında çok bir ilerleme kaydedemedik" dedi.

Önergeye destek verdiklerini açıklayan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, "seksen yıl önce yaşanmış olayları tekrar siyasi boyutlarıyla tartışmak değil, sadece insani bir talep var, bu insanların mezarlıkları nerede, nerede gömüldüler ortaya çıksın, ailelerine iade edilsin diyorlar. Çok insani bir talep" şeklinde konuştu.

Öcalan'ın bu Saitlerle ilgili hem gerici, hem İngiliz ajanı, iş birlikçisi beyanları var

AK Parti Isparta Milletvekili Said Yüce, Osmanlı toplumunun ölüm hakikati ve ahiret inancıyla barışık bir toplum olduğu için mezarlıkların cami hazirelerinde ve insanların yaşadığı mekânlarda bulunduğunu hatırlatarak, "Maalesef, ölüm gerçeğini günlük hayatın dışına itmek isteyenler de hemen her yerde şehir mezarlıklarını yok etmişlerdir. Ölüm hakikatini, necisin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun, insanın dünyadaki asıl vazifesi nedir gibi sorularını böylece hayatın dışına atmaya çalışmışlardır" dedi.

Önergede geçen üç ismin Kürt olduklarını hatırlatan Yüce, "elbette öyleler ama bu isimlerin Kürt milliyetçiliğinin sembol isimler olarak kurgulanmaları ve bunlar üzerinden milliyetçiliğin beslenmesini pozitif bir yaklaşım olarak görmüyoruz. Öcalan'ın bu Saitlerle ilgili hem gerici, hem İngiliz ajanı, iş birlikçisi beyanları var, bunlar kayıtlarda var. Bu öneriyi veren arkadaşların Öcalan'la da herhâlde hesaplaşmaları gerekir diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Said Nursi ve Kürtleri araç olarak kullanmaktan vazgeçin

Önerge sahiplerinin Kürtleri ve Said Nursi'yi siyasi bir araç olarak kullanmaktan vazgeçmeleri çağrısında bulunan Yüce, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kürtlük üzerinden ırkçılık yapanlar, Kürtleri alet eden, istismar edenler Said Nursi'den ellerini çekmeleri ve onu siyasi bir araç olarak kullanmaktan vazgeçmeleri ahlaki bir sorumluluktur. Said Nursi sadece Kürtlerin değil, Türkiye'nin hatta Âlemi İslam'ın birleştirici unsurları arasından birisidir ve öyle olmaya devam edecektir.

Mezarından da korktular

Kabirlerin kırılıp tahrip edildiği dönemler tek parti ve darbe dönemleridir. O zulüm ortamının yöneticileri insanlığa, İslamiyet'e, kardeşliğe yakışmayan vahim hatalara imza atmışlardır. Biz yakın tarihimizde bu kabul edilmez zulüm ve yanlışlıkları sonuna kadar reddediyoruz. Şeyh Said 29 Haziran 1925'te idam edildi. Seyit Rıza 15 Kasım 1937'de isyan gerekçesiyle idam edildi, Bediüzzaman Said Nursi 23 Mart 1960 yılı Ramazan ayının bir kadir gecesinde Urfa'da Hakk'ın rahmetine kavuştu ve hemen arkasından malumunuz 27 Mayıs ihtilali. 27 Mayıs darbesinin failleri onun mezarının da çok itibar göreceği endişesiyle defninden 111 gün sonra 12 Temmuz 1960'ta bir gece yarısı Urfa'da sokağa çıkma yasağı ilan ederek ve Urfa'nın etrafını zırhlı birlikler ve tanklarla çevirerek, kabrinin mermerini kırarak askerî bir uçağa yükleyip bilinmeyen bir yere götürdüler. Çok şükür o günler geride kaldı.

Bediüzzaman Said Nursi kendisine yapılan zulümlere ve işkencelere, hapis ve sürgünlere karşı talebelerine hep şöyle seslenmişti: "Onlar yanlış yapıyorlar." Yani kendisine zulüm, işkence yapanlara, sürgün eden zındıka komitelerine, tahrik edenlere "Onlara karşı intikam beslemeyin." diyordu.

Burada tarihî bir olayı da hatırlatmak isterim. 1919'da Paris'te Şerif Paşa ile Ermeni Bogos Nubar Paşa ortak bir Kürt devleti kurma müzakereleri yaptıkları sırada, Bediüzzaman Said Nursi şiddetle bu girişimi reddetmiş ve İstanbul'da yayınlanan gazetelerde ve telgraflarıyla "Ancak buna devleti aliyye karar verir." demiş ve Kürtlerin böyle bir devlete ihtiyacı olmadığını açıkça söylemiş ve ifade etmiştir. Bugün, maalesef onun ismi kullanılarak alet edilmekte, istismar edilmekte. Bunu şiddetle reddediyoruz ve bu öneriyi de kabul etmediğimizi beyan ediyoruz."

Konuşmaların ardından önerge oylama sunuldu ve reddedildi.

Bediüzzaman Haberleri