Risale Haber-Haber Merkezi
Yeni Şafak yazarı Abdullah Muradoğlu, Türkiye'de aralarında Said Nursi'nin de bulunduğu bir çok kişinin mezarının belli olmadığını belirterek, "Bu bir devlet geleneği midir" diye sordu.
Yeri belli olmayan mezarların sadece Seyit Rıza ve altı arkadaşıyla sınırlı olmadığını belirten Muradoğlu, "İstiklal Mahkemesi'nce verilen idam cezaları Diyarbakır'da gerçekleştirilen Şeyh Sait ve arkadaşlarının mezarları da bilinmiyor. Cumhuriyet dönemindeki yaşamının büyük kısmını hapislerde ve sürgünlerde geçiren Said Nursi'nin mezarı da belli değil. 1960 Mart'ında Urfa'da vefat eden Said Nursi'nin naaşı "27 Mayıs" darbesinden kısa bir süre sonra Halil-ür Rahman Dergahı'ndaki kabirinden askeri yetkililerce alınarak bilinmeyen bir yere nakledilmişti. Bu bir devlet geleneği midir bilinmez ama "Atatürk'e suikast davası"ndan 1926'da idama mahkum edilen eski Maliye Bakanı Cavit Bey'in mezar yeri de uzun süre yakınlarına bildirilmemişti" dedi.
Aynı listeye devam eden Muradoğlu, yazısında şu görüşlere yer verdi:
"Adnan Menderes ve iki arkadaşı da idam edildikleri İmralı'da gelişigüzel gömülmüştü. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın girişimiyle Menderes ve arkadaşlarının naaşları devlet töreniyle İstanbul'da yapılan anıt-mezara nakledilmişti.
Dahası var.. Şapka Kanunu'na muhalefet ettiği gerekçesiyle idam edilen İskilipli Atıf Hoca'nın kabri de meçhul.
Daha kötüsünü de söyleyeyim.. Ünlü edebiyatçımız Sabahattin Ali'nin mezar yeri de bilinmiyor.. Bu ne biçim iş sevgili okurlar?
Şiirleri bestelenen, romanları ve hikayeleri filme alınan değerli bir edebiyatçımızın ve aydınımızın bugün nerede yattığını ailesi bile bilmiyor.
Yazdıkları yüzünden yine hapis cezasına çarptırılmış bulunan Sabahattin Ali yurt dışına kaçmak isterken öldürülmüştü.
Resmi açıklamalara göre kendisine yardım eden ve siyasi kişiliği bulunmayan bir şahıs tarafından katledilmişti.
Yakınları Ali'nin sorguda, işkence altında öldürüldüğüne inanıyorlar."