Nurettin Huyut’un haberi:
Gün geçmiyor ki Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili yeni bir hatıra ve “Son Şahitler” ortaya çıkmasın. Liseyi Isparta Sanat Okulunda okurken Bediüzzaman’ı tanıyan Birol Adalı üniversiteyi İstanbul’da okudu, devletin değişik kademelerinde görev aldı ve şimdi emekliliğini yaşıyor.
Adalı ile bir iş münasebeti ile tanıştık. Risale Haber’i anlatınca Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili bir anısı olduğunu hatırlattı ve şunların söyledi:
1958’de üniversite öğrencisi idim. Sömestre tatilinde memleketim Nazilli’ye dönerken sabaha karşı Afyon’la Karapür arasında bir köy istasyonunda trenimiz durmuştu. Ben kompartmanda uyuyordum trenin durmasıyla uyandım ve koridora çıktım.
Koridora çıktığımda pencereden karşımda 53 model Şevrole taksiyi gördüm ve arabayı hemen tanıdım. Çünkü 1955-57 arasında Sanat Okulunu Isparta’da okuduğum dönemde Said Nursi göz hapsindeydi.
Evinin kapısında sivil polis devamlı oturuyordu. Şehrin yabancısı olarak oradan her geçişimde “bu adam hocaya (Said Nursi’ye) mı geldi?” derler korkusuyla yolumu çarpıtarak geçiyordum. O arabayı da o zaman görmüştüm ve tanıyordum. Emirdağlılar almışlardı.
İşta tren istasyonunda arabayı görünce hemen tanıdım ve merakla “bu araba burada ne arıyor” diye merakla arabaya baktım. Tam pencerenin karşısında duruyordu. Arka koltukta resimlerinden de tanıdığım Said Nursi o değişik kıyafetiyle oturmuştu.
Benim dikkatle kendisine baktığımı görünce el sallayarak bana selam verdi. Ben de gayr-i ihtiyarı koridorda esasduruşa geçtim ve başımla selamını kabul ettim. O esnada arabasının şoförü elinde termosla köy meydanında geldi bindi arabaya ve önce onların arabası hareket etti sonra da bizim tren hareket etti. Onlar gidinceye kadar seyrettim.
Bu şekilde Said Nursi hocaefendi ile görüşmemiz oldu.