Ömer Özcan’ın haberi:
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin “Tarihçe-i Hayat” kitabında, 1957’de Isparta Tugay Camiinin temel atma merasimi sırasında çekilen iki adet fotoğraf vardır. Fotoğraflarda Caminin temelini atan Bediüzzaman Hazretleri de görülmektedir. İşte bu fotoğrafları çeken kişi Mehmet Özsevimdir.
“[İleri Gazetesi'nin 13 Nisan 1957 tarihli nüshasından alınmıştır:]
“Üstad Bediüzzaman'ın uğurlu elleriyle yeni bir câmiin temeli atıldı.
“Üstad Bediüzzaman Said Nursî "3. Eğitim Tümeni" câmiine harç koydu. (Isparta hususî muhabirimiz bildiriyor.)
“Isparta'nın geçen yıllarda teşekkül etmiş bulunan Üçüncü Eğitim Tümeni için yaptırılmasına karar verilen câmiin temeli, tertib edilen muazzam bir merasimle atılmış ve bu törene Isparta'da bulunan Risale-i Nur müellifi Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri de davet olunmuşlardır. Büyük bir alâka ile karşılanan Üstad, törenden sonra uğurlu elleriyle temele ilk harcı koymuşlar ve dualarda bulunmuşlardır.” (Emirdağ Lâhikası II - 214)
Isparta’da bilinen adıyla “Foto Rekor Amca” yani Mehmet Özsevim o gün kaç poz fotoğraf çektiğini hatırlayamıyor; kendisinden arşivini taramasını önemle rica ettim ki, belki başka pozlar çıkabilirdi; fakat şu ana kadar yeni bir kare bulamadı; Mehmet amca aramaya devam edeceğine söz verdi.
MEHMET ÖZSEVİM ANLATIYOR:
Malatya’nın Kemaliye kazasında 1924 yılında doğmuşum. İlkokuldan sonra İstanbul’a gittim ve orada meslek lisesinin torna-tesviye bölümünü bitirdim. Fabrika ustasıyım ama bu meyanda fotoğrafçılığa da heves ettim, orda fotoğrafçılık kursuna da gittim. 1952 senesinde Isparta’ya geldim. O sırada Isparta’da hiç fotoğrafçı yoktu. Isparta’nın ilk fotoğrafçısı benim. Dükkânımın adı “Foto Rekor”dur, herkes bilir. O zamandan beri devam ediyoruz…
Bediüzzaman’ı Cuma günleri hep görüyordum. Ulu Camiye yeşil bir taksiyle gelirdi. Aynı safta beraber namaz kılardık. O çıkarken bizler, halk, kapının önünde iki yana dizilirdik. Bediüzzaman taksiye biner giderdi.
BENİ ASKERİYEDEN DAVET ETTİLER
O tarihlerde ben askeriyenin, kışladakilerin fotoğraflarını da çekiyordum, paşa ile de aram iyiydi. 1957 senelerinde Tugay Cami temel atma merasimi oldu… Beni askeriyeden davet ettiler. Orada Bediüzzaman’ın halkla beraber fotoğrafını çektim. Bu fotoğraflar gazetelerde hala çıkıyor. Birkaç poz çekmiştim. Sonra o fotoğrafları çok çoğalttılar, dağıttılar.
Fotoğrafı çekerken Bediüzzaman bana çek veya çekme diye hiçbir şey dememiştir. Müdahalesi olmamıştır. Bir konuşmam da olmadı kendisiyle. Halkın içinde dururken elinde sanki bir kılıç tutmuş gibi bir şey görünür, karşıdan baktığın zaman öyle zannedilir. Aslında kılıç yok tabi…
ÇEKTİĞİM FOTOĞRAFLARI DEFTERE YAZARDIM
Kullandığım makine, o zamanlarda hani fuarlarda falan “şipşak foto” diye çekerler ya, işte öyle bir makineydi. Elde taşınan, profesyonel normal bir film makinesiydi; öyle ayaklı körüklü bir şey değildi. Elimden o kadar çok makine geçti ki şimdi markasını hatırlayamıyorum.
O gün kaç poz çektiğimi de hatırlayamıyorum. Bende defter vardı, kime ne zaman ne çektiysem o deftere yazardım, çocukluktan beri düzenli çalışırdım.
Ben bugünlerde Bediüzzaman’ın hayatını okuyorum. Radyolardan da sözlerini, tavsiyelerini dinliyorum.
Barla’daki Çınar ağacının, Mescidinin, Cennet Bahçesi’nin de eskiden fotoğraflarını çekmiştim. Bunlar Bediüzzaman’ın vefatından sonra oldu tabi. Kabrinin Isparta Büyük Mezarlıkta olduğunu biliyordum, ama oradan almışlar onu...