RİSALE HABER
Merhum Hekimoğlu İsmail, Deccal fitnesinin ve özelliklerinin anlatıldığı Beşinci Şua’yı anlamayanın bu devri anlayamayacağını söylemişti.
Vefatından önce verdiği bir röportajda Deccaliyet devrine dikkat çeken Hekimoğlu İsmail'in uyarısını tekrar hatırlayalım:
HARAM DAİREDE YAŞAYANLAR DECCALİYETTEN, HELAL DAİREDE YAŞAYANLAR MEHDİYETTEN YANADIR
"(Bediüzzaman Said Nursi'nin yazdığı) Beşinci Şua’yı anlamayan bu devri anlayamaz ya da biraz zor anlar. Şöyle ki “Deccal” isimdir, bir şahıstır. Kim olduğunu biz bilemeyiz. Ama deccaliyet sıfattır. Seve seve haram dairede yaşayanlar, deccaliyetten yanadır. Haram daireden çıkıp helal dairede yaşayanlar mehdiyetten yanadır. İşte şu içinde yaşadığımız dönem, deccaliyet devridir.
GÜNAHLARI SÜSLEDİLER
"Günahları süslediler, haramları cazip hâle getirmeye çalışıyorlar, günah işleyenlere de ilerici diyorlar. Her zaman söylemişimdir; dünyada ve ahirette yanmanın yolu, haramlardan geçiyor. Faiz, bankalarla yaygın hâle geldi.
"Bir örnekle izah edeyim; çocuğun ayağına kaynar su dökülse, annesi ya da babası onu kucakladığı gibi hastaneye koşar. Çünkü o çocuk, onların evladıdır. Kur’an-ı Kerim’lerin toplatılıp yakıldığı zamanlarda dinimiz de yanıyordu. O yangını söndürmek için koşmak zorundaydık. Yani ya gâvur olacaktık ya Müslüman kalacaktık, o kadar kesindi. Peki, ne oldu? Her ev bir medrese oldu, Risale-i Nur okuyup imanımızı kurtarmaya çalıştık. İlimler, Allah’ın sıfatlarını anlatırken natürist felsefeyle inkâra gittiler.
BİR ELİMİZDE AVRUPA’YI DİĞER ELİMİZDE DE ASYA’YI TUTARAK AYAĞA KALKTIK
"Bayramlarda erkek öğrenciler de kız öğrenciler de sahaya çıkıp gösteri yapıyorlardı. Erkek öğrencilerde pantolon, kız öğrencilerde şort vardı. Kız kardeşimi ilkokuldan sonra okutmak istedim, babam “Ben kızımın bacaklarını millete gösteremem” diye karşı çıktı. Dinî bayramlar olmasaydı millî bayramlar olmazdı. Biz, bir elimizde Avrupa’yı diğer elimizde de Asya’yı tutarak ayağa kalktık. İslamiyet Avrupa’da düştü belki amma yine Avrupa’da ayağa kalkacak.