Allah şöyle buyurmaktadır, ”De ki Allah birdir, Allah Sameddir.” (İhlas) Hattabi der ki “Samed önemli işlerde başvurulan, felaket ve ihtiyaç anlarında kendisine müracaat edilen demektir. Samed aslen kastetmek ve yönelmek anlamındadır.” Beyhaki senedini zikrederek İbn-i Abbas’ın Samed’i şöyle açıkladığını nakleder, ”Samed reislik ve efendiliği mükemmel olan, üstünlük ve asaleti eksiksiz olan, büyüklük ve ululukta yüksek olan, yumuşaklıkta üstün niteliğe sahip olan, hiç kimseye muhtaç olmayan, istiğnada mükemmel olan, üstün güç ve kuvvet sahibi olan, ilimde kemale eren, hüküm ve kararları tartışmasız uygulayandır. O bütün üstünlük ve yücelik sıfatlarına haiz olandır. Bütün bu sıfatlar Allah’tan başka hiçbir varlıkta bulunmaz. Hiç kimse ona denk değildir, O’na benzeyen hiçbir şey yoktur. Bu yüzden Samed Allah’tır, tek ve üstün güç sahibi olan Allah ne yücedir.”
İbn-i Abbas’tan yapılan bir diğer rivayete göre, “Samed hiçbir ihtiyacı bulunmayan ve hiçbir kimseye muhtaç olmayandır.” Ez Zücaci der ki, “Eşhaki İbn-i Abbas’tan yaptığı bu nakille sanki Allah’ın cisim olmadığını ve bir sınırı bulunmadığını ispatlamaya çalışmaktadır.” İbn-i Arabi ise Samed’i şöyle açıklar. ”Samed tek bir şeyden yapılmış sade şey demektir ama kelime aslen El Hattabi’nin de söylediği gibi kastetmek ve yönelmek anlamındadır.” Kimisi de Samed’i şöyle tanımlamışlardır. “Samed parçalara ayrılmayandır.” Bu tanım Allah’ın parçalardan oluştuğu ve parçalara ayrılabileceği görüşünü kesinlikle reddetmektedir.
Özetle Samed doğurmayan, doğrulmayan ve hiçbir dengi bulunmayandır. “Zira doğan her şey mutlaka bir gün ölecek ve her ölen de mutlaka arkasında varisler bırakacaktır. Allah ise asla ölmez ve arkasında varis bırakmaz. Ve hiçbir şey onun dengi değildir.”
Allah’ın ne bir benzeri ne bir dengi vardır, O’na benzeyen hiçbir şey yoktur. Buna göre Samed, kendisinden hiçbir şey çıkmayan, yemeyen ve içmeyen, bütün varlıklar yok olduktan sonra da varlığı devam eden, hiç kimseye ihtiyacı olmayan ama herkesin kendisine muhtaç olduğu, istekler için kendisine yönelip başvurulan, felaket ve sıkıntı zamanlarında yardımı talep edilendir. O hiçbir eksiği bulunmayan varlıktır. Cömertlik, yumuşaklık, üstünlük, yücelik ve güçlülük gibi bütün reislik ve efendilik sıfatları Samed tarafından kaynaklanmaktadır. (Kurtubi, Beyhaki, ibniKesir, Razi)
İbn-i Kayyim’in Samed hakkındaki sözleri ise şöyle:
“Allah’ın karşı konulamaz büyük orduları vardır. Bu ordular ancak O’nun emri ile inerler, öndekilerin, arkadakilerin ve arada bulunanların maliki O‘dur. O’nun güç ve kuvveti sonsuzdur. Otoritesi, iktidarı ve mülkü herşeyi kuşatmıştır, O herşeyi bilir asla unutmaz. Gökleri ve yeri ve ikisi arasında bulunanları yönetip idare eden O‘dur. O bütün varlıkların yaratıcısı olduğu gibi bu varlıkların Rabbi ve Malikidir. İşte böyle olan bir Rabbin benzeri asla olamaz. Çünkü O bütün sıfat ve fiillerinde eşsizdir. Hiçbir sıfatı, fiili veya isimlerinin gerçeği olmayan varlıklar, anlamı olmayan boş isimlerden ibarettir. Bu yüzden yok sayılmışlardır. Yüce Allah’ın şu beyanı bu gerçeği açıkça isbat etmektedir. ”O’nun benzeri olan hiçbir şey yoktur.” (Şura)
Yüce Allah bu sözü kendi eksiksiz ve mükemmel, üstün sıfat ve niteliklerini açıklayan şu ayetlerden sonra söylemektedir. “Ha, Mim, Ayn, Sin, Kaf. O Aziz ve Hakim olan Allah sana ve senden öncekilere böyle vahyetmektedir. Göklerde ve yerde olanlar O’nundur. O yücedir, büyüktür. Gökler neredeyse üstlerinden çatlayıp parçalanacaklar, melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler. Haberiniz olsun, gerçekten Allah bağışlayan ve esirgeyendir. Allah dışında bir takım veliler edinenler ise Allah onların üzerlerinde gözetleyicidir, sen onların üzerinde bir vekil değilsin, işte biz sana böyle Arapça bir Kur’an vahyettik. Şehirlerin anası olan Mekke halkını ve çevresinde olanları uyarıp korkutman ve kendisinden olmayan toplanma (haber verip onları) uyarıp korkutman için (o gün onların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgınca yanan ateşin içerisindedirler. Eğer Allah dileseydi, onların her hangi tek bir ümmet kılmış olurdu. Ancak O dilediğini kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince onlar için ne bir veli vardır, ne de bir yardımcı, yoksa O’nun dışında bir takım veliler mi edindiler? İşte Allah veli olan O’dur. Ölü olanları da dirilten O’dur. O her şeye güç yetirendir. Hakkında ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şey artık O’nun hükmü altındadır. İşte benim Rabim olan Allah, ben O‘na tevekkül ettim ve yalnızca O‘na dönüp yönelirim. O göklerin ve yerin yaracısıdır. Size kendi nefislerinizden eşler, davarlardan da çiftler var etti. Sizleri bu tarzda türetip yayıyor, O‘nun benzeri gibi olan hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir.”
Yücelik, üstünlük, ululuk, büyüklük, güç ve kuvvet, hikmet, mülk, hamd, mağfiret, merhamet, konuşma, dileme, ölüyü diriltme, geniş ve mükemmel kudret, kulların arasında hükmetme, gökleri ve yeri yaratma, işitme ve görme gibi bütün üstün ve mükemmel sıfatlarla nitelenen bu varlığın bir benzeri ve eşi yoktur. Zira o hiç kimsede bulunmayan sıfatlara, isimlere ve fiillere sahip bir varlıktır. O‘nda bulunan bütün bu özelliklerin hiçbirinde bir eksiklik ve kusur yoktur. Onun özellikleri hiçbir varlığınkine benzemez. Bu yönüyle O’nun benzeri olan hiçbir şey yoktur denilmiştir. (Şura)
Bu ismi bilmenin faydaları
-Her Müslüman, Allah’tan başka Samed (başkasına ihtiyaç duyma) olmadığını bilmelidir. O’nun tek ve bir olduğunu bilerek yalnız O’na yönelmelidir. O’nun tek ve bir olduğunu bilerek yalnız O’na yönelmelidir. Bütün ihtiyaçlarını O’ndan istemeli, her sıkıntıda O’na sığınmalıdır. Reislik ve efendilik ahlakını edinmeli böylece insanların başvurduğu, ihtiyaçlarını karşılamak için kapısına yöneldiği kimse olmaya çalışmalıdır. (Kurtubi)
-İnsanlardan veya başka varlıklardan herhangi bir parça olmadan direk Allah’tan talepte bulunmalıdır. İstek ve taleplerine ulaşmak için kabirlere koşup sığınan kimseler gibi yapmamalıdır. Zira bu kimseler Allah’tan korkar gibi hatta daha fazla bir korkuyla kabirlerin önünde eğilir, tam bir içtenlikle dileklerde bulunurlar.
-Her türlü anlaşmazlık durumunda Allah’ın dinine başvurmalı ve yalnız O’nun yasalarını, hakem kabul etmelidir. Başına gelen bütün olaylarda tek başvuru kaynağı Allah’ın dini olmalı, sıfat ve nitelikleri üstün olanın indirdiği Kitab’a ve Peygamberin sünnetine daima müracaat etmelidir.