Ey nur yüzlü, hayatı feyizli, cefakâr annem!
Senin için sayfalar dolusu yazı yazılsa yine azdır.
Sen; tarifi imkânsız, sevgisi nihayetsiz, övgüsü limitsiz, şefkati katkısız bir lütufsun Rabbimden...
Seni bir güne sığdırmak, bir günde anlamak ve anlatmak ne mümkün?
Sen 364 gün unutulacak, sadece bir gün hatırlanacak bir varlık değilsin ki…
Senin ayakların altındaki Cenneti bulabilmek, O’na (c.c) senin rızandan geçip ulaşabilmek…
Senin yerini doldurabilecek, sevgini karşılayabilecek bir ruh, yürek, bir şefkat madeni yok ki?
Seninle her gün konuştuğumuzu, buluştuğumuzu, dertleştiğimizi biliyorsun.
Her Fatiha’nın ucunda, Yasinlerin son duasında sen varsın. Dudaklarımdan dökülen dualarımda sen varsın ey Cennetin güzel hurisi..!
Şu an sen, Cennet yaşındasın.
Evliyâ meclisinde, Resûlullah’ın (s.a.v) yanı başındasın.
Okunan Kur’ân derslerinde senin alın terin var.
Aldığım diplomalarda, gördüğüm eğitimlerde senin yakarışların, içten dualı bakışların var.
Hani hep derdin ya; “Allah güzel insanlarla buluştursun” diye.
Anneciğim, evladın ve evlatların hep nur meclislerinde, Kur’ân rahlelerinde sana rahmet ve mağfiret niyazındalar.
Elleri senin için duada, dilleri zikirde, zihinleri fikirde, senin emeklerini yâd edip seni ve babalarını mahcup etmemek için a’zâmî mertebede gayret içindeler. Sırat-ı müstakîmde hidâyet üzere olmanın şükrü ve şuuru içinde kulluğun aczi ve fakrını yaşıyor, senin dualarına muhtaç boynu bükük bir vaziyette Rahmeti sonsuzdan af ve mağfiret dileniyorlar.
Onların ilim tahsili için nasırlı ellerinle kazdığın topraklarda şimdi sen, gonca güller yetiştirmenin sükûnet ve huzurunu yaşarken, senin mâna iklimini yaşatmanın, helal sütüne lâyık olmanın cehd ve gayretini göstermeye çalışıyorlar.
Bütün anneler, anne olma vasfıyla ve sıfatıyla mübârek ve mukaddes varlıklardır.
Çocuklarına iffet, haya, edep ve ibadetle nurlanmış bir hayat örneği bırakan annelere ne mutlu!
Sosyal medyanın zehirli kıskacında yavrularına model olma yerine, çirkin ahlâkın amansız ağına yakalanmış, heva ve heves peşinde koşturanlara da hidayet versin Rabbim.
Ebedî âleme intikal etmiş olan annelerin en büyük hediyesi; dua, Kur’ân, kelimât-ı mübarekeler, her türlü hayır ve hasenâttır.
Annelerine hissiz ve duygusuz evlatların da bir gün bu dualara muhtaç olacakları ne kadar kat’î ve kesin ise; Hakk’ın rızasının ebeveynin rızasından ve hoşnutluğundan geçtiğine dâir sağlam ve tahkikî bir iman da o kadar muhakkak ve açıktır.
Binde bir İlâhî şefkatin yansımalarına mazhar olmuş olan tüm annelerin, bu derin duygularını Allah namına kullanmaları şartıyla, yerli yerinde davranışa imza atmış olacaklarını ve Allah katında makbul bir dua hükmüne geçeceğini ifade etmemiz gerekiyor.
Bir tek güne sığmayacak kadar ulvî bir vazifenin tüm günlere yayılması, yüce Rabbimizin emridir.
Çünkü onlar bizim baş tacımız, gönül ilacımızdır.
Annelerin yüreği gamlı, yaslı, mahzun kalmasın.
Hürmete, alakaya, yardıma, desteğe, teselliye en layık varlıklara selam olsun!..
Kabirleri Nur’la dolsun, Resûlullah şefaatçileri olsun.
Yaşayanlar sıhhat ve afiyet üzere mutlu ve umutlu olsun inşallah.