5 Mayıs 2010 Çarşamba günü Şanlıurfa Şehir Stadında Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında arsında oynanan Ziraat Türkiye Kupası Final maçı, Şanlıurfa halkı başta olmak üzere, tüm Güneydoğu halkının sağduyulu yaklaşımı şer güçlerin umduğu, beklediği olaylı maç yerine, maç bir bayram havası ve festival havası içinde geçti.
Maç öncesi, Şanlıurfa Belediyesi ve Ticaret Odası, Karadeniz’den gelecek seyirciler için evinde misafir kabul etmek isteyen Şanlıurfalılar için bir sayfa açıyor. Zira otel konaklama sayısının on beş yirmi bin insanı barındıramayacak olması nedeniyle insanlar gelecekleri misafir etmek üzere seferber oluyorlar. Binlerce insanı evlerinde misafir ediyorlar.
Çok enteresandır, Trabzonlu bir vatandaş forması üzerinde, hatıra olarak bir dükkândan başına puşi satın almak istiyor, ancak ne var ki, bir türlü parasını ödeyemiyor. Dükkân sahibi, Trabzonlu seyircinin misafir olduğu gerekçesi ile sattığı malının parasını almayacak kadar misafirperver.
Büyükşehirlerde oynanan maçların halini hepimiz biliyoruz. Dövüş, kavga, döner bıçakları, otobüs taşlamalarına millet olarak alışmıştık. Ancak ne olmuşsa olmuş, Peygamberler şehri Şanlıurfa’nın Halil İbrahim kardeşliği, hem Fenerbahçe, hem de Trabzonsporlu futbolculara, Balıklı göl deki Halilürrahman camii’nde formaları ile birlikte namaz kıldırıyordu.
Netice itibariyle maç, müthiş bir dostluk içinde geçti. Güneydoğu halkı, iç barışı ve kardeşliği bozmak için fırsat kollayanlara peygamberler şehrine yakışır olgunluk ve misafirperverlik içinde cevap vererek bu oyunu bozdu.
Tebrikler, Fenerbahçe ve Trabzon seyircisine, tebrikler, başta Şanlıurfa olmak üzere tüm güneydoğu halkına.