Cemalettin Çandır'ın haberi:
Doğu ile Batı'nın buluştuğu, Avrupa ile Asya kıtasının kesiştiği İstanbul, hem Doğu'nun hem de Batı'nın düşünce ve duygu dünyasında önemli bir yer taşıyor. "Yabancı Gazetecilerin Gözüyle İstanbul" kitabında Batılı entellektüelin İstanbul'a bakışını yansıtan İBB Kültür A.Ş., "Doğulu Yazarlar Gözüyle İstanbul" adlı kitapta Doğulu aydının İstanbul okumalarını, okurun dikkatine sunuyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları'nın araştırma serisinden çıkan "Doğulu Yazarlar Gözüyle İstanbul" adlı kitap, aynı seriden daha önce çıkan "Batılı Gezginlerin Gözüyle İstanbul" serisinin devamı niteliğinde. Çağdaş doğulu gazeteci, şair ve yazarların gözünden İstanbul'u göstermek için hazırlanmış kitapta; Lübnan'dan Hoda Barakat, Sudan'dan Jamal Manjoub, Suriye'den Adonis, Lübnan'dan İmane Humeydan Younes, Filistin'den Salma Jayyusi, İran'dan Reza Bareheni, Pakistan'dan Amer Houssein, İran'dan Hamid Dabashi, Mısır'dan Gamal Gitani, Hindistan'dan Shamsur Rahman Faruqi, Suudi Arabistan'dan Abir Zaki, Irak'tan Muhammed Sıddık Mahmoud ve Mısır'dan Miral Al Tahawi gibi önemli kalemlerin İstanbul hakkındaki yorumları yer alıyor.
İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanan çalışma, zengin görsel malzeme ile de destekleniyor. İstanbul için "Madde ve manayı bir arada yaşayan kaotik bir şehir" tanımını yapan yazarlardan Şair Abır Zaki, sözlerine Napolyon'un, "Dünya tek bir devlet olsa başkenti İstanbul olurdu" cümlesiyle başlıyor. Zaki, İstanbul'u "Kaderin ve zıtlıkların şehri" olarak tanımlıyor.
Şair Adonis ise, "Geçmiş başkentler vardır. Hem geçmişte hem de bu gün başkent olan şehirler vardır. Ama İstanbul hepsinden farklı… İstanbul geleceğin başkenti olmayı hak eden bir şehir." ifadesini kullanıyor.
Çağdaş Arap edebiyatının önemli yazarlarından Hoda Barakat ise, "Kızıma, 'otuz yaş gününde hediyem İstanbul olacak' diyorum. 'Beyrut savaşları yüzünden çocukluğu yaralı olan, ergenliği Paris gurbetinde geçen sen, sıkıntılı zamanların endişesini taşıyan ruhun sakinleşecek ve o şehirde birbirinden uzak iki yakayı birleştireceksin. Orada, en dar boğazda, yaralarını dikmiştir dünya." ifadelerine yer veriyor.
Tarihe meraklı yazarlardan Imane Humeydan Younes da, İstanbul sokaklarında, bildiklerini bir daha sorguluyor ve yeni bir tarih yazmaya ant içiyor. Younes, "İstanbul'da iken tarihi yeniden ve başka bir gözle okumaya dair karşı konulmaz bir istek doğdu içimde. Henüz yazılmamış yeni bir tarih nasıl yazabilirim? diye sormaya başladım. O anda bugünümü geçmişime, Beyrut'u İstanbul'a bağlayan bağı araştırmak istedim. Beyrut ile İstanbul arasında fark edilmeyen benzerlikler vardır. İki şehrin ortak bir kültürü, ortak karakterleri, ortak hikâyeleri, ortak göçleri ve dünyanın bu bölgesinde ortak "Batı" sevdaları vardır. Çeşitli ve ardışık medeniyetlerin mekânı iki şehir." şeklinde duygularını aktarıyor.