İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) alt kuruluşu olan İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Doç. Dr. Halit Eren, savaş bölgelerinde zarar gören İslam eserlerinin ihyası için çalıştıklarını belirterek, "Halep'te savaşın başladığı günden bu yana UNESCO ile envanter çalışması yapıyoruz. Suriye, Irak ve Yemen'de tahrip olan eserlerin yeniden inşa ve ihyası için önümüzdeki aylarda Beyrut'ta Amerikan Üniversitesinde bir araya geleceğiz. Mali'de eserlerin korunması için iş birliği protokolü imzaladık." dedi.
Eren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, IRCICA'nın dünyadaki İslam kültür mirası ile yakından ilgilendiğini ifade ederek, bu kapsamda Mali'nin Timbuktu şehrindeki 370 binden fazla yazma eserin korunması için Mali Kültür Bakanlığı ile iş birliği protokolü imzaladıklarını hatırlattı.
Söz konusu yazma eserlerin İslam mirasının önemli parçalarından olduğunu belirten Eren, "Ocak itibarıyla çalışmalara başlıyoruz. Timbuktu, tarihteki önemli İslam kültür ve ilim merkezlerinden biriydi. 'Ahmet Baba' adında devlete ait merkezlerin yanı sıra geniş ailelerde binlerce eser bulunuyor. Dr. Abdülkadir Haydara'nın ailesinde de önemli miktarda yazma eser var. Kendisi İstanbul'da Devlet Arşivleri ve Süleymaniye Kütüphanesini inceliyor." diye konuştu.
Mali'de kitap hastanesi kurulacak
Halit Eren, Mali ziyaretlerinde çalışmaları yerinde incelediklerini ve katkı sağlamak için bütçe ayırdıklarını dile getirerek, kitap hastanesi projesi hakkında şu bilgileri verdi:
"Kitap hastanesi, kitapların temizlenip onarılacağı, restore edileceği bir birim, şifahane. Bununla ilgili adımları atıp, çalışmalara başlıyoruz. Onların ilgili personellerini Türkiye'ye getirtip, buradaki Süleymaniye Kütüphanesi, Devlet Arşivleri gibi tecrübeli ve uzman yerlerde eğiteceğiz. Burada 2012'de eğitime tabi tuttuğumuz uzmanlar bugün Bamako'da eserleri tamir etmeye devam ediyor. Eserlerin hepsinin dijital nüshaları alınıyor. Dolayısıyla eserler hem korunmuş olacak hem de dijital ortama aktarılmış olacak ki böylece bütün araştırmacılar bunları kullanabilecek. Eserler, IRCICA bünyesinde de yer alacak."
Doç. Dr. Eren, IRCICA'nın Kudüs, Yemen, Suriye, Irak gibi çatışmaların olduğu bölgelerdeki İslam eserlerinin korunması ve ihyası için de çalıştığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halep'te envanter çalışması yapıyoruz"
"Kudüs'te sur içerisinde kalan tarihi mirasın korunması, eserlerin muhafaza edilmesi için 2005-2015 arasını kapsayan 10 yıllık bir projemiz vardı. Bir yandan Kudüs'le ilgili akademik araştırmaları yaparken, diğer yandan da kamuoyunu ve akademik camiadaki Kudüs'ü canlı tutmaya, unutturmamaya çalışıyoruz. Bütün eserlerin rölövelerini çıkarıp restorasyon yapmak isteyenlere yardımcı oluyoruz. Bunun yanında tarihi Kudüs albümlerimiz var. Osmanlı dönemindeki Kudüs'ün hem kitaplarını yayınladık hem de farklı ülkelerde sergilerini yapıyoruz. Diğer bir husus da Osmanlı Devleti'nin önemli karar defterlerinden olan mühimmelerde Kudüs'le ilgili bütün belgeleri tarayıp yayınlıyoruz. 16. yüzyılda başlayan bu defterlerde o dönemde Kudüs'te kültürel, içtimai ve sosyal hayatın nasıl olduğunu görebiliyoruz. Bütün mahkeme kayıtlarının yazıldığı Kudüs Şeriyye Sicilleri'nin de 12'sini yayınladık."
Savaş bölgelerinden kaçırılan eserlerin geri getirilmesi için UNESCO'nun kurduğu komisyonda yer aldıklarını ve bu eserlerle ilgili çalışma yürüttüklerini belirten Eren, "Halep'te savaşın başladığı günden bu yana UNESCO ile envanter çalışması yapıyoruz. Savaştan sonra bu eserlerin yeniden imar edilmesi için akademik altyapıyı hazırlıyoruz. Suriye, Irak ve Yemen'de tahrip olan eserlerin yeniden inşa ve ihyası için önümüzdeki aylarda Beyrut'ta Amerikan Üniversitesinde bir araya geleceğiz."
"Hutbelerde Osmanlı sultanlarının ismi zikrediliyor"
Timbuktu Kurumu El Yazmaları ve İslam Kültür Mirasının Korunması Projesi Yürütücü Başkanı Abdülkadir Haydara ise Mali'nin Afrika ülkesi olmasına rağmen derin bir İslam kültürüne sahip olduğunu ve kendilerine zengin yazma mirası kaldığını dile getirdi.
Ellerindeki eserler arasında Kur'an ilimleri dışında, felsefe, tarih, astronomi, matematik, hatıratlar, gündelik hayatla ilgili yazmalar bulunduğunu bildiren Haydara, "Eserler arasında Osmanlı Türkçesi ile yazılmış kitaplar, Türkçe mektuplar ve tefsir de var. Bazı Osmanlı sultanlarından gelen ferman ve beratları da gördüm. Mali'nin kuzeyindeki bazı bölgelerde cuma hutbelerinde hala Osmanlı sultanlarının isimleri zikrediliyor." ifadesini kullandı.
"Eserleri bölerek diğer ailelere dağıttık"
Haydara, 2012'de El Kaide bağlantılı örgütlerin Timbuktu'yu işgal ettiğinde eserlerin tehlikeye girdiğini dile getirerek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biliyorsunuz bu örgütlerin kutsallara da tahammülü yok. Timbuktu'da da bazı evliyaların türbeleri de yıkıldı. İnsanlar korku içerisinde yanlarına alabildikleri mallarla şehri terk etti. Biz de bu tarihi mirasımızı bıraktığımız takdirde yakıp yok edeceklerini düşündük. Bu yazmalara sahip ailelerle irtibata geçerek, eserleri daha güvenli bir yere götürmemiz gerektiğini söyledim. Önce çok sayıda esere sahip ailelerin elindeki yazmalar 'bir yerde toplu olarak görülmesin' diye bölerek diğer ailelere dağıttık. Savaşın uzun süreceğini anlayınca şehirden de çıkarmamız gerektiğini anladık. Eserleri zorlu bir yolculuk sonrası başkente taşıdık. Önce bazı eserleri alarak Medine'den Mopti'ye 350 kilometre yol gittik sonra aracımızı değiştirdik ve Bamako'ya doğru yol aldık. Bir müddet sonra karayolları kapandı. Biz de nehirden, küçük teknelerle eserleri zorlu bir yolculukla azar azar Bamako'ya taşıdık."
Bamako'da havanın nemli olması eserleri tehdit ettiği için kiraladıkları altı ayrı binada uygun alanlar oluşturdukları dile getiren Haydara, eserleri Timbuktu'da binada korumayı hedeflediklerini söyledi.
AA