Risale Haber-Haber Merkezi
Prof. Dr. Himmet Uç, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Cüneyt Arcayürek'in "Said Nursi’nin bir deha olduğuna inanan parti genel başkanları var" şaşkınlığına cevap verdi.
Çeşitli isimlerle karşılaştırma yapan Uç, Aracayürek'i tartışmaya çağırdı. Uç, "Açın bir sempozyum ben de geleyim, dehaları tartışalım, Bediüzzaman’ı anlatalım. Bakalım kim doğru, kim deha, kim değil" dedi.
İşte Prof. Dr. Himmet Uç'un yazısı:
Deha ve Bediüzzaman
Sayın Cüneyt Arcayürek, Bediüzzaman’a deha diyen parti başkanlarını garipsiyor, haklı olarak. Çünkü insanlar bildikleri konusunda rahat konuşurlar, Türkiye’de deha konusunda konuşabilecek çok insan olduğu söylenemez. Batılı sanat felsefecileri ve psikanalistler deha üzerine konuşmuşlar. Yakup Kadri, Atatürk isimli denemesinde Atatürk’ü anlatırken bir yabancının deha konusundaki cümlesini nakleder. ”Deha büyük bir sabırdır” der. Sadece kitaplar yazan bir yazar olması hesabıyla 1920‘lerden 1960’a kadar tam kırk yıl sürgün ve mahkemeler ve tecritlerde, zindanlarda ihtilattan menedilerek, onun üzerinde hastalığı çeken, defalarca zehirlenen bir insandan hiçbir menfi hareket tezahür etmemiş. Şimdi soruyorum kim deha kelimesini daha çok hakkediyor. Bu sadece sabırdaki Bediüzzaman.
Marks’ın doktora tezi Epikür ve Demokritos’un Felsefe’lerinde Atom‘un hareketi, bu konuda yazılan kitap kilisenin bütün savunma sistemini altetmiş. Bediüzzaman’ın zerre konusundaki yani atom bahsindeki yorumları Marks ve avanelerini bitirmiş. Bin yıllık felsefe ve fizik tarihinin çıkmazını Bediüzzaman halletmiş, şimdi kim deha?
Öldükten sonra dirilmeyi Marks akli görmüyor, ibni Sina da “akıl bu yolda gidemez” diyor. Haşri iki büyük batılı filozof ve onların arkasından gidenler çözememişler, İslam üleması da çözememiş. Bediüzzaman Haşri otuz üç değişik duraklı bir yorum düzeni ile çözmüş. Şimdi deha olarak nitelenen İbni Sina mı deha Bediüzzaman mı?
Tabiat konusunda bütün natüralist filozofların fikirlerini Tabiat Risalesi ile çürütmüş şimdi Natüralist filozoflar mı deha yoksa Bediüzzaman mı?
Miraç konusunda bugüne kadar hep olayın hikayesini anlatan yorumcular yanında olayı akli bir planda izah eden değil mi deha.
İçinde yüzlerce isim, üç yüz kadar mucize ve olayların bulunduğu 19. Mektup isimli risaleyi on iki saatte dikte ettiren bir insan... Namık Kemal de Devri İstilayı dikte ettirmiş. O da on iki saatte yirmi sahifelik bir eser. Şimdi o mu deha yoksa Bediüzzaman mı?
Mucizatı Kur’aniye risalesi aynı şekilde bir kaynağa bakmadan hafızadan yazılmış bir eser, bunlar insan üstü eylemler, bunları deha üstü kişiler yapar. Bediüzzaman altı bin sahifelik külliyatı dağlarda, bağlarda dikte ettirerek, kaynaklara sadık kalarak, geleneğe ters düşmeyerek herkesi hayret ettirecek bir düzeyde yazan insan deha değil de nedir?
Hem zulme uğrayan talebelerini, hem devletin üzerine saldırttığı zavallıları, yönetici takımını, hem kendini, hem davasını, hem bütün felsefeciler ordusunu, nihilistleri, ateistleri hakkını vererek eleştiren ve dünyanın itikad dünyasını gecekonduluktan mükemmel beton malikanelere çeviren deha değil de nedir? 1922‘den sonra gördüğü zulümlere mukabele etmeyen, ettirmeyen, daima müsbet hareketi davasının bir şartı olarak gören adam deha değil mi? Böyle bir adam Türk düşünce tarihinde var mı, varsa göster karşılaştıralım.
Milli mücadelede , Bitlis savunmasında, İstanbul’un işgalinde, daha nice meselede hep ön safta hata yapmadan ülkesine hizmet eden, ülkenin, vatanın, Müslümanların birliği için çalışan adam deha değil mi? O deha değilse ya kim deha?
Bu konuda dehaların özellikleri konusunda Doç. Dr. Oğuz Cebeci’nin Psikanalitik Edebiyat Teorisi isimli kitabı var oraya müracaat ederseniz kimin deha olduğu daha net ortaya çıkar.
Bu kitapta "Yaratıcı Kişilik" bahsinde Oğuz Cebeci şöyle der. “Schopenhavr İrade ve Tasarım olarak Dünya adlı yapıtında dehanın temel karakteristiğinin parçanın içinde evrenseli görmek”tir der. Bütün eserlerinde parçanın içinde evrenseli gören adamdır Bediüzzaman. Aynı kitapta Lange Eichbaum, Cline Richard ve Abe, Anasti ve Schaefer, Nathaniel Hircsh, Guilford, Barron ve daha nice psikanalistler dehanın özelliklerini araştırmalarına istinaden anlatırlar. Onları okuyalım sonra Bediüzzaman’ı okuyalım, biz Bediüzzaman’ı kargayı tavus göstermek için değil, gerçekten bu insanın büyüklüğünü görüyoruz. Böyle bir insan ne bizim tarihimizde, ne de batıda yok. Açın bir sempozyum ben de geleyim, dehaları tartışalım, Bediüzzaman’ı anlatalım. Bakalım kim doğru, kim deha, kim değil. Saygılar sayın yazar.