Karışmayayım; zaten karıştığımla kalacağım diyorum da... demesem de olmayacak: Eğitim meselesi...
Çok sık değişir hem kralları hem kuralları da... hiçbir şey değişmez!
Şimdi yine/yeni değişiklikler konuşuluyor; laf! Bu iş çok zor değil de... her şey yığılıp kalmış vaziyette!
Nerdeyse 20 yıl okul mu olur!
Kimin kâbiliyeti ne/reye ise oraya yönlendirirsin.
Kılık kıyafetle, okuyacağı kitabı sınırlamakla uğraşmazsın. Devam mecburiyetini kaldırırsın.
Ortaya ne koymuşsa talebemiz... bunu bilenlere gösterirsin; notunu ve -ücretini hattâ- verirsin ne yapmışsa... olur biter!
***
Dört/dert yıl lise ne demek, ha! Ne veriliyor ki?!... Herkes kendine baksın; ne aldı/k?!... Binalardı, servisti, törendi, vesaireydi... insanın gereksiz yere başı dönüyor. Ne Japonya'sın ne de Almanya! İkinci Harp'e de girmemişsin!
***
Kitaplardan çocuklarımızı soğuttuğunu unuttum belleme! Türkçeyi öğretemiyorsun, Türkçeyi! Dahası ne?!...
***
Sayın Eğitim!
Laf aramızda; kendini eğit biraz!15 yaşındaki çocuğa, 15/18 dersin hangisini öğreteceğini sanıyorsun! İnsaf!
Ne diyeyim; şaşkın, pişkin, düşkünsün. Olan; yıllara, çöle akıtılan emeklere, çocuklara, bize oluyor, bize!