Öğrencinin % 40’ı dershaneye gidebiliyor. Köy, kasaba, fakir, fukara çocukları dershaneye para bulamıyor.
Dershaneler, Anadolu liseleri ve üniversiteye gidecek öğrenci sayısını artırmıyor. Dershaneler, sadece sıralamayı değiştiriyor.
Dershanelerin eğitime bir katkısı yok. Sadece parası olan öğrenciyi öne geçiriyorlar.
Birçok gelişmiş ülkede mesela Almanya’da SBS, YGS, LYS sınav sistemi yok.
NOT ORTALAMASI İLE ANADOLU LİSELERİNE
Almanya’da, Anadolu liselerine gidecek öğrenciyi ilkokul öğretmeni belirler. Öğrencinin notu 4 ve 5 ise yani 70-100 puan ise bu öğrenci zaten bir Anadolu lisesi (Almanya’daki adı gymnasium) okuyabilir ve üniversite eğitimi görebilir.
Notu 55-69 arasındaki öğrencinin bir Anadolu lisesine gidip gidemeyeceğine öğretmeni karar verir. Öğretmen böyle öğrencilerin durumunu değerlendiren bir rapor yazar. Veli, öğretmenin kararına itiraz edebilir. Milli eğitim müdürlüğüne başvurur. Öğrenci geçici olarak bir Anadolu lisesine kaydedilir. 15 gün ders görür, sonra sınav yapılır. Kazanırsa Anadolu lisesinde kalır, kazanamazsa okuluna geri döner.
Öğrenci Anadolu lisesini kazandığı takdirde burayı mutlaka bitirir ve üniversite okur anlamı çıkmaz. Sekiz yıllık eğitim hayatı boyunca bir dersten sıfır veya iki dersten bir alırsa sınıfta kalır. Sekiz yıl içinde iki kere sınıf tekrarı yapabilir. Sınıfta kalırsa ilköğretime geri döner.
Anadolu lisesine gidemeyen çocuk ilköğretim ikinci kademeyi okur, sonra bir meslek öğrenir. Meslek öğrenip hayata atılmak, hayata erken başlamak, bir genç için lisede okuyup hiçbir meslek sahibi olamamaktan çok daha iyi.
ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ NOT ORTALAMASI İLE OLMALI
Anadolu lisesine giden öğrenciler üniversiteye lise hayatları boyunca aldıkları notların ortalaması ile giderler. Ortalaması 90-100 olanlar mühendislik, tıp, genetik gibi bölümlere gidebilir.
80-90 arası olanlar daha düşük puanla öğrenci alan fakülteleri tercih edebilir.
Neticede test sınavları olmadan, öğrencinin okulda aldığı notlarla bir yüksek okula gitmesi pekala mümkün.
Öğretmenler adaletli not verir mi sorusu önemli.
Öğretmenlerimizin bu sisteme göre eğitilmesi ve hizmet içi eğitimden geçirilmesi gerekir.
ŞİMDİKİ SİSTEM ADALETSİZ
Şimdiki sistem de adaletli değil. Boğaziçi Üniversitesi mezunlarının % 90’ı eğitim aldığı alanda çalışmıyor. Öğrenci istediği bir üniversiteyi değil, kazanabildiği bir üniversiteyi okuyor.
. Fakir, köylü, kasabalı olup da dershaneye gidemeyen % 60 oranındaki öğrenciyi dışlıyor.
. Eğitimi okul merkezli olmaktan çıkarıp dershane merkezli hale getiriyor.
. Gençlere birkaç sene kaybettiriyor. Birkaç sene dershaneye gidip üniversite kazanamayan öğrenciler var.
. Milyarlarca lira boşa harcanıyor. Dershanelerin cirosu nerdeyse 10 milyarı buluyor. 2004 yılında dershanelere verilen para 8.4 milyar. 1.5 milyon öğrenci dershanelere gidiyor, bir veli, öğrenci başına SBS sınavları için 12-14 bin, üniversite sınavları için 18-20 bin para harcıyor. Türkiye’de dershanelere verilen para ile Arnavutluk’ta uluslararası denkliği olan bir üniversiteyi okumak mümkün. Dershaneler okuldaki eksikliği fırsata çevirip para kazanıyor.
. Üniversiteye ve Anadolu liselerine gidecek öğrenci sayısını artırmıyor.
. Beynin sol yarım küresini geliştiren bilgilerin ölçümünü yapıyor. Keşif, icat, buluş yapan, hayal kuran, problem çözen, sanatsal etkinlikler yapan sağ beyni saf dışı bırakıyor. Bir öğrenci Mimar Sinan gibi proje çizse, Mehmet Akif Ersoy gibi şiir yazsa, Naim Süleymanoğlu gibi ağırlık kaldırsa, Nihat Kahveci gibi futbol oynasa, Itri gibi beste, Pablo Picasso gibi resim yapsa SBS ve üniversiteye giriş imtihanlarında sıfır çeker.
. Test sınavları ezberci eğitimi destekliyor.
. Test sınavlarına hazırlanırken çocuklar doğru dürüst tatil yapamıyor, stresli sınavlar yüzünden sağlıkları bozuluyor, öğrencilere ilgi duydukları bir alanda araştırma yapmak, yeteneklerini geliştirmek dururken test çözme ustası haline geliyor. Test çözme sanatı okul bittikten sonra bir işe yaramıyor.
. Sağ beyin etkinliklerine göre düzenlenmiş müfredat programlarını uygulanmaz hale getiriyor. Deney yapan, spor etkinliklerine katılan, proje geliştiren öğrencilerin bu yeteneklerini ölçmüyor. Bu sebeple keşif, icat, buluş yapan yetenekler çıkmıyor.
Bu sebeple yerli otomobil yapılamıyor.
İsrail’den heron, Amerika’dan predator alıyor, Amerikan uçaklarına, Alman arabalarına biniyoruz.
Netice: Eğitim sistemi okul merkezli olmalı, dershaneler okula çevrilmeli. Test sınavları son bulmalı. Öğrenci aldığı notlarla bir Anadolu lisesi veya üniversiteye girebilmeli.
Yeni Akit