Her gün tercihlerle yüz yüze, seçimlerle karşı karşıyız; tercihlerimiz ve seçimlerimiz bir sonraki an, bir sonraki güne yansıyor; yeni yollar açılıyor, yeni kavşaklar beliriyor, yeni dağlar yükseliyor veya ovalar görülüyor.
Zihin dalgalanıyor, akıl çeviriliyor, kalp halden hale akıyor; havanın rüzgârı, bulutu, yağışı, akışı gibi değişim; hangisi hayır, hangisi şer; Hak ile batıl arasındaki çizgi nerede başlıyor, nerede bitiyor?
Eşya ne diyor, hadiseler ne söylüyor? Zamanın hakikati, mekânın hikmeti, seyahatin öğretisi; siyaset penceresinden, ekonomi mihverinden bakınca bu perdeler açılır mı?
Hayatı ve zaferi; siyasete ve ekonomiye indirgemek ne basit bir kazanım, ne az bir getiri? Ekonomik-siyasi, siyasi-ekonomik bakış; dünyalaşmış gözlükle bakış; dünyanın orta yerinde yapa yalnız kalmak ve birkaç haz gazla avunmak!
Sonrası ölüm yalnızlığı!
Geniş yollarda hızla gidiş, nefsin gazını almıyor, emmareyi daha da azgınlaştırıyor. Doğru AVM’ye oradan eve; ev, iş AVM arasında mekik dokuma; yeryüzü kadar geniş, gökyüzü kadar ufuklu hakikat yolları daraltıyor, karartıyor.
Ölüm bile ders olmuyor, bir ritüele dönüşüyor böyle nazarlarda. Hakikat gibi bir dert, insan olmak gibi gaye olur mu; dar yollarda haramilere kurban olmuşlarda!
Dünyayı kupa olarak görür, kazanmayı birinci gaye; böyle olmasa bile böyle olanları hayranlıkla seyreder! Sonuç aynı sonuç değil mi?
Fuat Sezgin ölmüş diyeler, üç gün sonra duyarlar mı?
Seçim kazanmak için gösterilen gayret ve ekonomi; insan kazanmak için gösterilse idi kaç Fuat Sezgin yetişirdi ve onlar dışarı gitmek zorunda kalmazdı?
Dolmuş dolmuş gezdiriliyoruz kaç asırdır; yol bizim yol değil, arazi bizim arazi değil. Gazlı yollarda sazlık bataklıklara sürükleniyor, çamurlara batışımıza, fikren zihnen çarmıha gerişlimize göremiyoruz yeterince!
Son seçimle devlet yeni bir evreye girdi, milletle beraber böylesi varlık meseleler kafa yorulur ve kısa sürede yol alınır mı?
Mazi ile atiyi birleştiren köprüler kurulur, nesiller kurban verilmekten kurtulunur mu?
Demokrasi bizim tarlanın mahsulü değil, ithal. Medeniyet bostanımızda daha güzeli var, onları gün yüzüne çıkarmak için kaç Fuat Sezgin çalışmalı?
Dertleneceğim de, dert çok! Hüzünlenmek için de öyle, umut daha da fazla. Burası dünya ve biz dünyada yaşıyoruz!