Diyarbakır HDP binası önünde bir eylem yapılıyor. Annelerin eylemi. Çocukları dağa kaçırılan ve terörist yapılan, şefkat kahramanı annelerin anlamlı eylemi. Bu eylem devam ederken, terör örgütünün tuzağına düşerek devletin askerine karşı silah sıkan bir kadın terörist yaralı olarak teslim oluyor. Askerimiz teslim olan kadının yaralı elini kendi çantasından çıkardığı ilk yardım malzemeleriyle sarıyor. Bir başka askerimiz 1.5 litrelik su şişesini uzatıyor. O da alıyor içiyor. Sonra askerimiz cep telefonunu çıkarıyor. Kadın terörist anne-babası ile görüşüyor. Bu iki sahne terörün sona erdirilmesi için çok önemli mesajlar içeriyor.
Çocukları 9 ay karnında taşıdıktan sonra dünyaya getiren ve onlar için her türlü fedakarlığı yapan annedir. Yemez yedirir, içmez içirir, giymez giydirir. Büyük bir itina ile büyütür evladını. Her anne, erkek ya da kız olsun, evladının iyi bir insan olmasını, evlenip çoluk çocuk sahibi olmasını hayal eder. Güneydoğu’daki bazı annelerin bu hayalleri, çocuklarının bir şekilde kaçırılıp dağa götürülmesiyle söner, ümitleri kaybolur. Yerini endişeli bir bekleyiş alır. Çocukları ne yapıyordur, nerededir, ne yiyip ne içiyordur. Geceler kabus olur o şefkatli annelere.
Teröristlerin rahatça cirit attığı yerlerde artık devletimizin hakim olması ve büyük ölçüde güvenliği sağlaması üzerine çocukları kaçırılan annelere de bir cesaret gelmiştir. Çocuklarını dağa kaçıranlardan hesap sormak için Diyarbakır HDP il binasının önünde eyleme başlamışlardır. Tek istekleri çocuklarına kavuşmak ve başka çocukların da kaçırılmasını engellemek. İşte terörün kaynağının kurutulmasına en büyük desteği bu eli öpülesi, şefkat kahramanı ve cesur anneler en büyük katkılardan birisini sağlamaktadır.
Diğer husus ise, devletin demir yumruğunun yanında şefkat elinin de olduğunun görülmesi. Devlet de ana gibidir. Evlatlarını şefkatle bağrına basmak istemektedir. Yaralanan bir teröriste bir kurşun daha sıkıp oracıkta öldürmek de mümkündür. Kimse bunun hesabını da sormaz. Ama bir başka şefkatli ana tarafından yetiştirilen bir vatan evladı askerimiz, yaralı teslim olan kadın teröriste bir kurşun daha sıkmıyor. Onun yarasını sarıyor, su veriyor ve anne babasıyla telefonla görüştürüyor. O anne baba da dağdaki teröristlerin teslim olması için çağrı yapıyor.
Zaten terörün kökünün sadece silahla çözülmesi mümkün değildir. Çünkü Türkiye’nin kadim düşmanları teröristleri destekliyor ve silah tedarik ediyor. Bir de bölge çocukları, bu vatanın ümitle yetiştirdiği bazı evlatları terörist avcıların tuzaklarına düşürülüyor, türlü türlü vaatlerle. Çocukları, ergenleri kandırmak kolaydır. Onlar, sağlıklı düşünemedikleri için olağanüstü yalan vaatlerle kandırılabilirler. Zaten öyle de olduğu teslim olan teröristlerin açıklamalarından anlaşılıyor.
Annelerin şefkati ile devletin şefkatli eli birleşmiş oluyor. İşte Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki terörü ortadan kaldıracak iki önemli adım. Bunları destekleyici şefkatli adımlar da gerekiyor tabii. Devlet aklı onu da bulur ve vatanın bazı evlatlarının teröristlerin hain emellerine değil, vatanın kalkınmasına, ülkenin ilerlemesine katkıda bulunmasını sağlar.