"Hocam, Allah şehidin bütün günahlarını bağışladığını biliyoruz. Kul hakkını da bağışlar mı?"Dini ve vatanı uğrunda çarpışırken Allah için canını feda eden bir şehit fâni hayatını kaybediyor, ama ebedî hayata, gerçek bir saadete geçiyor.
Şehidin âhiretteki mükâfatı hakkında Peygamberimiz (a.s.m.) şöyle buyururlar:
"Allah katında şehit olan kimse için altı haslet vardır:
1. Dökülen ilk kanı ile beraber bütün günahları affolunur.
2. Cennetteki makamı kendisine gösterilir.
3. Kabir azabından kurtulur.
4. En büyük korkudan (Cehennem korkusundan) emin olur.
5. Kendisine iman elbisesi giydirilir.
6. Güzel gözlü hurilerle evlendirilir ve akrabalarından yetmiş insan hakkında şefaati kabul olunur."
***
Şehit bu kadar sevap ve ikrama kavuşmakla beraber, üzerinde kul hakkı varsa, o hak durur, hak sahibine hakkı verilmedikçe veya o kimse, şehit olana hakkını helâl etmedikçe bağışlanmaz.
Sahabîlerden birisi Peygamberimize (a.s.m.) gelerek, "Ne dersiniz, yâ Resûlallah, ben Allah yolunda öldürülürsem günahlarım affolunur mu?" diye sorunca, şu cevabı alır:
"Evet, ihlâsla sabrettiğin halde, ileri gidip geri dönmemek üzere Allah yolunda öldürülürsen... Ancak borç müstesna. Gerçekten bunu Cebrail bildirdi."
Allah yolunda kaybedilen bir hayat ancak Allah'ın hakları için kefaret olurken, kul hakları duruyor.
***
Bu arada karada çarpışarak şehit düşen kimse ile deniz savaşlarında şehit düşen mü'min arasında mükâfat bakımından bir farklılık vardır. Deniz şehidi kul haklarından muaf tutuluyor. Bu konudaki hadis şöyle:
"Allah kara şehitlerinin bütün günahlarını bağışlar. Yalnız, borçluya olan sorumluluğu kalır. Deniz şehidinin ise bütün günahlarını ve borcunu ödememe günahını da bağışlar."
Hadisin izahında, kul hakkının Allah tarafından affedilmesi ise şöyle açıklanıyor:
Deniz şehidinin borcunun bağışlanması, alacaklının haklarının zayi edileceği anlamına gelmiyor. Çünkü Allah, hiçbir kuluna zulmetmez. Bu durumda Cenab-ı Hak, deniz şehidinin kullara olan borcunu bağışlayınca, âhirette alacaklılara da kendi hazinesinden haklarını öder. Ya onların günahlarını affeder veya Cennetteki derecesini yükseltir. Böylece şehidi de borçlu durumdan kurtarır.
***
Kara şehidi ile deniz şehidi arasında farklardan birisi şu olabilir. Kara şehidi herhangi bir âletle yaralanır vefat eder; oysa deniz şehidi hem yaralanır, hem de denizde boğulma gibi ikinci bir zahmete katlandığı için sevabı daha çok olur. Onun bu haline Cenab-ı Hak kendi katından karşılık verir.
Diğer yandan, gerek borç meselesi, gerekse diğer kul hakları her ne kadar iki kişiyi ilgilendirse de, Cenab-ı Hak, hak sahibini dünyada rızkına bereket koymak, üzerinden birtakım belâ ve musibetleri uzaklaştırmak gibi hallerle; âhirette ise onun razı olabileceği bir şekilde bağışta bulunmak ve makamını yükseltmekle gönlünü alacaktır.
Çünkü şehit, hak bir dâvâ uğrunda çarpışmış, yaralanmış, vefat etmiştir. Kendi uğrunda bu kadar sıkıntılara katlanan, en sevdiği canını öne süren bir insanı Cenab-ı Hak razı etmez mi?
Bugün