Semi’na ve ate’na!

M. Nuri BİNGÖL

Kur’an-ı Kerim, gerek Hz. İsa’nın (as), gerek Hz. Muhammed’in (asm) ve hatta bütün peygamberlerin - Allah’ın salâtı hepsinin üzerine olsun- diliyle, cennete girmek için bir takım şartlar tesbit etmiş, gerekli görmüştür. Bu şartlar,  Allah’a, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe ve Kur’an-ı Kerim’in getirdiği her şeye, tahrif etmeden, saptırmadan ve değiştirmeden, “işittik, iman ettik” teslimiyetiyle inanmaktır.

“Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de peygamberlerine iman ettiler. ‘Allah’ın peygamberlerinden hiç biri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, afvına sığındık! Dönüş sanadır.” (Bakara,285) Ayet-i Kerimesi bunu ayan beyan gösterir. “O kimseler ki ne Alah’ı tanırlar, ne resullerini ve o kimseler ki Alah’ı tanıdığını iddia edip resullerini tanımayarak, Allah ile elçilerini birbirinden ayırmak isteyenler ve o kimseler ki resullerin bazısını iman ederiz, bazısını reddederiz derler ve böylece iman ile küfür arasında bir yol tutmak isterler.” (Nisa 150)
 
Yukarda da temas ettiğimiz üzere mezkûr ayet-i kerime dinsizlerle ve müşriklerle değil, ehl-i kitapla alakalı. Yahudi ve Hristiyanlar Hz. Muhamed’in (asm) Peygamberliğine iman etmekte ve Kur’an-ı Kerime inanmakta mıdırlar? Bazılarının  bu soruya cevabı evet ise, Kuran-ı Kerimin onlarla mücadele edilmesi ile alâkalı farizası ve onların küfür ve sapkınlık içinde olduklarını belirten ayetleri nasıl anlaşılacaktır?

“Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde Alah’ı da, Ahiret gününü de iman etmeyen, Alah’ın ve resulünün haram kıldığını haram tanımayan, hak dini (İslam’ı) din olarak benimsemeyen kimselerle zelil bir vaziyete tam bir itaatle, cizye verinceye kadar cihad edin!” (Tevbe 29)  Emr-i Rabbani’si oldukça vazıh değil midir? “Şüphesiz, inananlar, Yahudi olanlar, Hristiyanlar (Nasara) ve Sabilerden Allah’a ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara, 62)

Bu ayeti izah eden sıradan bir tefsirî eseri mütalaa eden birinin yukarıdaki ayetten böyle bir mâna çıkarması mümkün değildir.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.