Şems-i tâbân gözlerin, sanki hâlâ görüyor,
Gördükçe o gözlerin, bize huzur veriyor.
Mâzîden, istikbâli, gördün ferâsetinle,
Kurtuldu hep imanlar, bitmeyen himmetinle.
O Mücâhid hâliniz, bize sirâyet etti,
Nefsimizle cihadı, ta’lîm ettik Üstadım.
Muhtaç gönüller bulup, ulaştırmak azmiyle;
Uzak-yakın demeden, gidiyoruz Üstadım.
Gayb-âşina gözünle, gördün tâ! Bu günleri,
Buhranlara tek çare, Nurlar dedin Üstadım.
Cehalet, zaruret, ihtilâf marazına,
San’at, ma’rifet, ittifâk, ilâcını; sürüverdin Üstadım.
Her şey denendi, gördük; olmadı derde çare,
Bilmiyorlar! Kurtuluş; Nurlardadır Üstadım.
İnâd ile direndi, görmemezlikten geldi;
Devletlüler, kıymetin bilecekler Üstadım.
Ne zenginlik, ne şöhret, artık huzur vermiyor,
Kurtuluş reçetesi, imandadır Üstadım.
Öbür dinler, hepsi hak, zamanı o zamandı,
Şimdi asıl mutluluk, İslâm’dadır Üstadım.
Zaman ihtiyarladı, Kur’ân ise taptaze,
Rumûzunu, Nurlarla, biliverdik Üstadım.
Şâm’da okunan hutbe, şimdi ancak şerh oldu,
Mümânaat eden perde, kalkıverdi Üstadım.
İslâmlar ayrı, ayrı, fetvalar veriyorken,
Nurlar ile ittihâd, oluverdi Üstadım.
Cihad siyasî değil, kalpleri fetih lâzım,
Nurlar ile kâinat, feth oluyor Üstadım.
Dinleri bir-birine, rapteden o Birliği,
Papaz, Haham, Nurlarda buluyorlar Üstadım.
Tevekkül yanlış bilip, hep yatmışız yıllarca,
Künhüne vâkıf olup, kalkıverdik Üstadım.
Herkesten kabûl gördü, mümtâz Eserleriniz,
Sağcı, solcu, hep birden; okuyorlar Üstadım.
Aydınlar, aydınlığı, Nurlarda buluyorlar,
Cihan-bahâ Nurları, okuyorlar Üstadım.
Fecr-i sâdık yakındır, kâzib olsa da; ne gam,
Biliyorum; gelecek müjde verilen o an.
Gâlib-âne saracak; Kur’an bütün cihanı,
O günlere müştâkım, gösteriver Allah’ım.