Sen ey! Zâlim İsrail, Sefil İnsan-ı rezîl,
Acımasız bîinsaf, Her bir halleri terzîl.
Geldin Orta Doğuya, oldun bir çıbanbaşı,
Dinmedi ondan beri, hiç mazlumun gözyaşı.
Düşmanlıkla beslendin, hiç durmadan semirdin,
İnsanlığı, dişlerinle insafsızca kemirdin.
Açlıktan ölüyorken, yanı başında komşun,
Ekmek yerine ona; atıyorsun sen kurşun.
Yardıma koşunca da; Ehl-i insaf bir komşun,
Onların üstüne de; salıyorsunuz kurşun.
Katı bir ırkçılığı tutmuş da gidiyorsun,
Kendini sen herkese; düşman da ediyorsun.
Halkınız da müştekidir, sâkin bir huzur ister,
Gece boyu huzursuz ve uykusuzca bekler.
Ey Amerika, al götür bu âsi veledini,
Harca kendi yanında, bitmeyen servetini.
Bir yer ver yanında, yandaşın olup gitsin,
İnsanlık bir gün görsün, akan gözyaşı bitsin.
Ağlama duvarı eriyip; tek bir taş kalmayacak,
Mazlumların gözünde; inan yaş kalmayacak.
O mev’ûd düşünceniz, bilin va’d olmayacak,
Yer ile yek-sân olup, size yâr olmayacak.
İnsafsızca masumlara, yağdırdıkça bombayı;
Kâtil, Cânî, Hâin, diye dolduracan torbayı.
Vuruyorsun Gazze’yi, Gâzi-Şehîd orada,
Beddua alıyorsun, tüm Mü’minler duada.
Ebabiller gelip de; son verecek sadmeye,
Yer ile yek-sân olup; dâhil olcan hâtimeye.
Sonra huzur gelecek, dinecek; kan gözyaşı,
Ey Müslüman, bu duaya; sen de gel dua taşı…