Cennet bir dünyayı,Cehenneme çevirip,
Gözlerindeki korkuyu, çekemedik...Sezemedik.
Sen kadar olamadık çocuk,
Sen kadar koruyamadık...
Bebeğin gòrmesin senin gòrdüklerini,
Tanık olmasın diye kapatmışsın ya,
Gözlerini...
Biz kapatamadık gòzlerini,
Yanında olamadık. Kucaklayamadık.
Sevgiyle saramadık...
Lânet bir ortamda,
Çaresiz...Yapayalnız...Savunmasız
Bıraktık.
Acıya; zulme, açlığa bakan gòzlerini,
Güldüremedik...
Yitik kahkahalarını, kayıp düşlerini,
Sana geri getiremedik...
Masumiyetinin hakkını veremedik.
Vebalini üstlenemedik...
Biz güzel kız !
Biz insanlık dersinden geçemedik.
Kucağındaki bebek kadar,
Biz seni sevemedik...
Kuşu ölen bir çocuğa başsağlığına giden, Peygamberin,
Muhammedi muhabbetinden güzel kız!
Biz nasiplenemedik...
Hz. Peygamber (asm), Kuşu Ölen Zeyd’e Taziyeye Gidiyor
Zeyd 3 ya da 5 yaşlarında idi. Zeyd’in çok bağlandığı, çok sevdiği, adını Umeyr koyduğu küçük bir kuşu vardı. Hz. Peygamber Zeyd’i her gördüğünde “Umeyr’in babası” anlamında “Ebu Umeyr” diye hitap ederdi ona. Bir gün Zeyd’in kuşu öldü. Onun ölümü Zeyd’i çok üzdü. Kuşun öldüğü günlerde Hz. Peygamber Zeyd’in evine gitti. Çocuğun kederli hali, Hz. Peygamber’in merhametli kalbini etkiledi. Onu neşelendirmek istedi. Çocuğun saçlarını okşayarak yanağını öptü. Gülümseyerek:
“Ya Ebu Umeyr! Nüğayr (serçe kuşuna benzeyen bir kuş veya bülbül) ne oldu?” dedi. “Hayvanı ne yaptın?..”
Hz. Peygamber’in kalbe huzur veren ilgisiyle ferahlayan Zeyd, bu söze çok güldü.