Ali İhsan Tola, Bediüzzaman ve Risale-i Nur etrafında oluşan idol isimlerden, karakter abidesi şahsiyetlerden özel bir insan. Atalarımız “at ölür meydan kalır yiğit olur şan kalır” demişler. Bediüzzaman’ın davasının büyük erleri büyük ızdıraplar çekmişler, onun etrafında eserleri ve davasının çevresinde hayatlarını bile bile bezletmiş ve yiğit ünvanını bihakkın kazanmışlar. Tola ailesi muhafazakar ve Bediüzzaman hadimi ve muhibbanları ile dolu. Herkes bu büyük ismi taşımanın haysiyet ve gururu ile meşbu. 150’liyi aşkın dallanmış ve çeşitli vilayetlere dağılmış bir aile. Mevlidin organizasyonu onlara ait. Sağolsun varolsunlar. Aile sadeleştirme ile ilgili bir kitabı kendi matbaalarında basmışlar. Aileden biri onların arzı ile ilgileniyordu. Aileden dava ile ilgilenen özel şahıslar da var.
19 Mayıs Günü Isparta’nın Senirkent kasabasında Tola Ailesine vefa ve ailenin hizmeti imaniyesine, bir hediye-i peygamberi olarak bir mevlit okundu. Mevlide civar vilayetlerden, kasabalardan insanlar akın etmişti. Mevlidin mekanı sayın Merhum Tola’nın mezarının bulunduğu bahçe ile iç içe yapıldı. Ruhani ziyaretin önemli şahısları Bediüzzaman ve sayın Tola’nın dava arkadaşları, çilekeşleri idi. Onun adına koşup gelmişler. Hepsinin onunla ilgili hatıraları var. Ülkenin kültür trafiği değişiyor, savaş meydanlarının anılmasından manevi zaferin mekanlarına dönüş yapılıyor, tek boyutluluktan çok boyutluluğa doğru bir gidiş var bunun motoru Bediüzzaman ve talebeleri. Zevkler değişiyor, anma tarzları değişiyor, insanlar değişiyor, sema, yeryüzü değişiyor, çünkü insanın kalbi kainatı değiştiren sürekli bir güneş gibi, kalbiniz değişirse dünya da değişir.
Cenabı Nebi’in güneşi altında Bediüzzaman’ın davasının sıcaklığı ile cereyan etti mevlit. Abdullah Yeğin Ağabey, Bediüzzaman’ı konuşmaktan ve okumaktan başka şeyleri zevait gören bir insan. Konuşan Yalnız Hakikattir bahsinden, sadeleştirmeye uzanan bir ima ve ikazlar zinciri içinde konuştu. Bediüzzaman’a eserlerinin üslubuna karşı yapılan saygısızlıktan ciddi anlamda muzdarip. Bu yüzden sadakat anlayışının boyutları üzerinde durdular. Ondan sonra Said Özdemir Ağabey konuştu. Üstad’dan hatıralar okudu. Bediüzzaman Menderes ile alakadar, onu himaye ediyor. 1959’da bir gece Menderes’e dua eder, aynı gün düşen uçaktan Menderes ölmeden kurtulur.
Üstad hazretleri Menderes’e Ezan-ı Muhammediyi aslına çevirttiğinden dolayı önem verirdi. Ve İslam kahramanı derdi. Evinin önündeki çınar ağacı için “Menderes gelse Çınar ağacını bana ver dese, buna mukabil Risale-i Nur’un bastırıp dünyaya dağıtacağım dese bir dalını daha vermeyeceğim“ der. Bediüzzaman Menderes’in üzerine gelmekte olan felaketi hissetmiştir, onu kurtarmak ister. Risaleleri basarsa ön ayak olursa felaketten kurtulur diye haberler gönderir. “Sana büyük felaket geliyor Risale-i Nur’un basarsan onu aşarsın” yollu sözler söylüyor. Celal Bayar’a konu söyleniyor, Menderes’ten bahis büyük bir mason olan müşteşarına intikal ediyor o da basmıyor. Bediüzzaman “Eyvah Menderes gitti “diyor.
Tillo’da Bediüzzaman’ın hazırlık mekanlarından. Orada bir mübarek mekanda Kumusu Okyanusu Bab ü Sin’e kadar okur ezberler. Allah kelimeler ile küfre ve ilhada, nihilizme karşı savaş açacak bu insanı gaybi bir şekilde mücadelesine hazırlamış. Tillo Bediüzzaman’ın kelime kılıçlarını kuşanmayı öğrendiği bir er meydanı. Bediüzzaman’ın eserlerinde en önemli şeyler kullandığı seçilmiş kelimelerdir. Tarihin büyük kahraman hükümdarları orduları yönettiler. Bediüzzaman ise kelimeleri inkara karşı kullandı ve fütuhat yaptı. Öldürmeden kalpleri ve akılları temizleyerek… Tarihte bir insan öldürmeden yapılan en büyük fütuhatlar zinciridir Nur hareketi. Bu yüzden Bediüzzaman talebeleri ile kitaplı kahramanlardır. Bu kahramanlardan biri de sayın Tola’dır. Gençlik Rehberi nedeniyle bir buçuk yıl hapis yatar, dile kolay. O dönem talebelerinin talebeliğe kabul dilekçesinin baş maddesi hapishane. Orada ruhlar ıztırap altında olgunlaşır ve dışarıya olgunlaşmış ve kemale ermiş olarak çıkarlar.
Said Özdemir Ağabey Üstad’ın kendisine yaptığı bir nasihatı anlatır. “Kardeşim siz hizmeti düşünmeyin. Siz birbirinizle olan bütünleşmeyi, sadakati, sıdkı, samimiyeti artırın” yollu sözler söyler. İsmet İnönü’nün Bediüzzaman ile Menderes arasındaki ilişkileri sabote ettiğini bu yüzden Üstad’ın seyahat etmeden men edildiğini belirtir. Menderes’in bakanlar kurulu kararı ile Üstad’ı bir şehre hapsetmesine çok içerler.
Said Özdemir Ağabey eserlerin basım serüvenini anlattı. Üstad her eserinin basımından sonra eserini kendi parası ile satın alır ve eserlerini sadece almaya değil bedeli kadar kişiye okutmak gerektiğini söyler. Eserlerin basımı bitince “Mecazi mehdi yerini hakiki Mehdi‘ye bıraktı“ der. Burada Bediüzzaman Mehdi’liğin eserler üzerinde tecelli ettiğini söylemek ister, mehdilik konusundaki en ideal yorum budur. Çünkü Mehdi Haşir risalesidir, hidayet isteyen onu okursa mehdiyet gerçekleşmiştir, diğerleri için de öyledir. Tarihçe-i Hayat’ın daktilo edilmiş halini görür onu on ordu kuvvetinde tavsif eder. Sayın Tola’ya da bu basım mücadalesinde birbuçuk yıllık bir hapis mükafatı isabet etmiştir, kemali afiyetle bunu çekmiş ve kahramanlığı ihraz etmiştir.
Ağabeylilerin birbirini ne zaman tanıdığını sorgulamak istedim. Abdullah Yeğin Abi üniversitede okurken Said Özdemir Abi Ankara’da vaiz iken onunla tanışmışlar. Fırıncı Abi Abdullah Yeğin Abi ile Urfa’da tanışmışlar. Üçünü bir arada bazı kavramları yorumlatarak bir üçlü konuşma düşünmüştüm ama olmadı.
Fırıncı Ağabey, akşam bir derste Münacaatı okudukları hikaye etti. Ne kadar uzun nefesli ve müşahadelere dayanan tefekkür olduğunu vurguladı. Yakında görüştüğü bir Ürdünlü alimin kendisine “biz sabık kitaplarda hep tefekkürü yücelten yorumlar görürdük, ama Risale-i Nur ve Bediüzzaman ile karşılaşınca tefekkürün ne demek olduğunu gördük bizatihi” demiş. Demek Bediüzzaman birçok şeyde tecdid yenilik yaptığı gibi tefekkürde de yenilik yapmış.
Senirkent bir bayram günü yaşadı, cennetten çalınmış bir günü yaşadık orada, hava güneşli güneş bize tebessüm ediyordu. Bu ulvi ve uhrevi hazlarla oradan ayrıldık. Risale Haber ailesi olarak Tola ailesini tebrik ediyoruz. Nice baharlara güzel günlere haydi arkadaşlar…