Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Abese Suresi 1-12. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
1,2 . Kendisine a‘mâ bir kimse geldi diye (peygamber) yüzünü ekşitti ve döndü. (*)
3,4 . (Habîbim, yâ Muhammed!) Hâlbuki sana ne bildiriyor ki, belki o (günahlardan) temizlenecekti veya nasîhat alacak da bu nasîhat kendisine fayda verecekti!
5,6 . (Servetinin gurûruyla) kendisini (îmâna) muhtaç görmeyen kimseye gelince, işte sen (îmâna gelir de İslâma kuvvet verir mi diye) ona yöneliyorsun!
7 . Hâlbuki (onun kendi gurûruyla) temizlenmemesinden senin üzerine bir şey yoktur!
8,9,10,11 . Fakat koşarak ve (Allah’dan) korkarak o sana gelen kimseye gelince, sen onu bırakıp (îmâna gelmeyecek başkasıyla) oyalanıyorsun. Hayır (böyle yapma)! Çünki bunlar (bu âyetler), bir nasîhattir.
12 . Artık dileyen ondan nasîhat alır.
(*) Bu sûreye isim olan “Abese” kelimesi “yüzünü ekşitti” anlamındadır. Birgün Resûlullah (ASM) Kureyş’in ileri gelenlerine İslâm’ı teblîğ ederken, Ümm-i Mektûm (ra) meclise gelip: “Yâ Resûlallah! Allah’ın sana öğrettiklerinden bana da öğret!” diye seslenerek, bu sözü birkaç def‘a tekrâr etmesi üzerine, Efendimiz (ASM) mübârek yüzünü diğer tarafa çevirmişti. (İbn-i Kesîr, c. 3, 599)