Allah (c.c.) hata yapanın hemen kulağından tutmuyor. Hata yapana güneşi, havayı, suyu, nebatatı, greve almıyor. Üzerinde hata yapanın yürümesinden dolayı yer yarılıp, taşlar topraklar dile gelip: “Suçlusun!” diye bağırmıyor. Günahkâr ve kusurlu insan bütün güzelliklerden tecrit edilmiyor. Her hata yapana anında tokat gelse idi, irtibat koparılsa idi, sanırım cennete sadece peygamberler girerdi. Affın şefkatli kapısı sonuna kadar açık; tövbe ve kalpten mahcubiyet bekliyor.
Allah’ın saltanatında genelde hemen tokatlama ve cehennem cezası ile neticelime yoktur. Bu bize bir şey hatırlatmıyor mu? Aslında her uygulamada Allah’ın uygulamalarını örnek alsak, şeytanı sevindirecek sonuçlar ortaya çıkmaz. En büyük cezalandırıcı olan Allah, kulundan pişmanlık beklerken bizde kes kurtul var. Hiç tahammül yok, tolerans yok, kim yanlış yaparsa kopart irtibatı, öfke ve nefret içinde baki kalacak şekilde kes kurtul. En kolay yol, emek gerektirmeyen, neticesi ise gerçekte zarar olan cephe aç, düşman ol kurtul. Eşin mi hata yaptı, sakın anlamaya çalışma, muhabbetin kırıntısı kalmasın, at kurtul. Evladın mı yanlış yaptı, unut uykusuz geceleri sil kurtul. Komşun hatamı yaptı, düşman belle her daim, bakışların alev saçan mermi gibi, üzerlerinde olsun. Dostun mu hata yaptı, hiçbir iyiliğinin ehemmiyeti yoktur selamı kes kurtul.
Bir yerimiz ağrıdığında, feryadımız ağrıyan yerden kurtuluş için değildir. Hiç kimse ağrılı kolundan, kesilerek kurtulmak istemez. Tek arzuladığı tedavidir, tüm çareleri denemektir. Ağrı ve sancılardan kurtulmaya samimi istekli olup, dışımızdaki meselelerde kes kurtul, tüm çareleri deneme, olur şey değil. Evlilikler, ortaklıklar bu tavır yüzünden bitmektedir. Nice dostluklar, bir hata yüzünden kes kurtula kurban olmuştur. Çok yazık, basit bir tırnak rahatsızlığına tedaviyi arzu edip, uzun emekler sonunda oluşan kardeşliğin, gözü çıkası bir yanlış yüzünden yok edilmesi ihlâsa, yakışmıyor kardeşliğe yakışmıyor.
En basit bir ağrılarımızdan kurtulma yollarını denediğimiz gibi, sosyal hayatımızda bu sahiplenme ve çare arama yolunu denesek, cemaatler bir, alınan nefes bir, sevinçler ve heyecanlar bir olurdu. Dostlarımıza ve kardeşlerimize en az kepekli saça çare aradığımız kadar önem verseydik, pusudaki kurtlar bölünmelerden keyif almazdı. Kötü niyetliyi diri tutan sonuçlar ortaya çıkmazdı. Evet, kepekli saçtan kurtaran formülü baş tacı ederiz, gerçekte başımızın tacı olan kardeşlikleri, dostlukları bir kalemde siler atarız.
Hizmet adına fiziki manada koşturacağız, akıl ve şuur yönünden temkinli adımlar atacağız. Akıl ve şuurda temkin olmaz ise ayağımız sağa sola takılır, hatalar yanlışlar kaçınılmaz olur. Ortada samimi insanları müteessir eden, ihlâsa uymayan, diyaloga uymayan bir gürültü var. Muhabbet tohumu ekerken, kargaların hücumuna sebep olmak, karanlık ruhlara zafer sarhoşluğu yaşatmak hiç hoş değil. Allah aşkına neler oluyor? İki insan kavga eder, onları izleyen vicdan sahipleri müteessir olur. Kavga eden düşünmez çevredekilerin etkilenecek olan ruh halini. Belki bu düşünülse, biraz daha az olacaktı gürültüler… Bir tarafta icraatlarıyla milletin yüzünü güldüren bir hükümet, diğer tarafta hizmet için yola çıkmış fedakâr insanlar. Bütün bu gürültüden keyif alan ise, pusuda beklemekte olan, kardeşlikten güzelliklerden hoşlanmayan iğrenç ruhlu insanlar. Ne yazık ki, toz dumandan ruhları incinen insanlar hiç düşünülmüyor.
İktidarda, doksanlı yıllardaki gibi, iki anahtar vaadiyle, insanları kandıran, eldeki anahtarların gitmesine sebep olan lider yok. Milletin lehine neye söz vermiş ise yapmış bir lider var. Başbakan dershaneleri okula çevireceğiz diyorsa sabırla beklemeli; manşetlerle düşman üzerine gider gibi gitmemeli. Sözünü tutmaz ise, o zaman hesabı sandıkta sormalı. O ki hizmet delisi ve bugüne kadar hizmetleri ile oy verenleri mahcup etmemiş bir lider var, yaptığı hizmetlerden dolayı sabırla beklemekte yarar var. Akan kanı durdurana, dağları delene, boğazın dibine tüp geçit imzasını atana, Türkiye’nin pasaportuna, parasına, bayrağına saygıyı oluşturan yönetime güvenilmez mi? Sanırım eğitim için, babaların cebinden çıkmayacak para, sizin gibi hizmet erlerini de memnun eder. Kardeşlik ve ihlâs her daim yanı başımızda olmalı, zira Allah için hizmet yolları hiç tükenmez.