Ya dünya insana küsmeli ya da insan dünyaya! Şimdi dünyalaşma akımında olacak şey mi? Sigara tiryakisine “sigarayı bırak” der gibi bir şey!
Sigaranın zararını bildiği halde içer tiryaki! Dünya sevgisinin zararını bildiği ve tecrübe ettiği halde ona küsmez, küsmesine de dayanamaz dünya tiryakisi!
Hem burada yaşa hem de küs! Nasıl olur böyle ters duruş? Olmadı o küssün!
Köprünün üzerinde durup durup bakılır mı, geçilip gidilir mi? Yurt mudur ki köprü ona bağlanılsın; mal, mansıp istif edilsin üstünde!
Köprünün altından çok sular akar, en son köprü yıkılır. Etrafı temaşa edip keyifle geçmek varken, köprüyü sırtlama ağırlığına girmek neyin cesareti?
Evvelden gelip ahire giden yol belli, zahirde boğulmanın alemi ne? Akıl şaşar buna, kalp dayanmaz, ruh daralır!
Yolcu konak yerine bağlanır da yatırım yapar mı? Afiyetle yer, içer, şükreder, geçer, gider.
Rızık riski yok, önceden taksim edilmiş; endişe niye? Tevekkül, kanaat ve iktisat edene her şey kolay ve rahat ne gam?
Sultan hem zengin hem de cömert, taksimi hikmetle yapmış! Hikmetine itimat edene hüzün ve korku yok!
YaHu dünya güzel şeymiş, gel de sevme! Bu kadar güzel şey boş şeylerle geçirilir mi?
Sabreder kazanır, şükreder kazanır; boş yok! Ne karlıymış bu pazar!
Küsülecek gibi değil! Hem böyle misafire küsülür mü?
Çöplüğe yatırım yapana, kazandım diye sevinene, kaybettim diye üzülene şaşılır ve acınır!
Yol halini kaybetmeyene yollar açılır ve bütün yollar birleşir!
Ağırlıklar ne kadar azaltılırsa o kadar kolay yürünülür bu yolda. Dünyanın üç yüzü bilinirse iç yüzü de bilinmiş olur; nesine sevinilecek nesine üzülecek o zaman karar verilir.
Ebedi saadetin tohumları burada ekiliyor ve bu kadar ehemmiyetli yer sevilir vesselam.