Çalıştığım yerde ziyaret için bir grup öğrenci ile beraber gelmişti. Onu ilk defa orada gördüm. O günün şartlarında kolayca iş bulabilecek genç bir üniversite mezunu olmasına rağmen, o memuriyeti değil, iman hizmetini seçmişti. Hayat ve enerji doluydu. Mesaisini iman hizmetlerinde harcama bahtiyarlığını yaşadı.
Çok genç yaşında dünyaya veda etmesinin ardından “Keşke uzun yaşasaydı” deme hakkına sahip değiliz. İnsanların yaşantıları neye göre uzun, neye göre kısadır. Bir ölçü ve kıstası bence yoktur.
Bazı meyveler vardır ki; doğar en fazla on gün içinde toplanır. Bazı meyveler ise doğumundan itibaren en az altı aylık süre sonunda yenecek hale gelir. İster az yaşasın isterse çok yaşasın, hepsi de muayyen hayat süresi sonunda insanlara lezzet sunarlar.
Seyfettin kardeşim kısa hayatında imana hizmet etmek suretiyle, çok lezzetli bir hayat yaşadığına yakinen şahidim. O tatların en güzelini dünyada tattı. İnşallah ahirette de gerçek lezzetleri tatmayı mevlâm nasip eder.
Bir gün sohbetimizde, Üstadımızın “Ey insan! Bilir misin nereye gidiyorsun? Ve nereye sevk olunuyorsun? Dünyanın bin sene mes’ûdane hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmiyen Cennet hayatının ve o Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat rü’yet-i cemâline mukabil gelmeyen bir Cemîl-i Zülcelâl’in dâire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun” cümlesini söylediğimde, “Hasan Abi, işte bu söz harika demişti.”
Hastalığı dolayısıyla, kendisine gelen evlenme teklifini reddedecek kadar alçak gönüllü, tevazulu, terbiyeli ve asil bir insandı. O, Yüce Yaratıcının kendisine biçtiği mukadderatın bilincinde idi ve o şuurla yaşadı. Yüzünde daima tatlı bir gülümseme vardı. Karşısındakine güven veren bir beden diline sahip şanlı insanlardan biriydi.
En son arkadaşlarının yardımıyla katıldığım bir programa gelmişti. Benden bir şiir okumamı istediğini söylediler, ben de okudum. Çok mutlu olmuştu. O gün kucaklaştık, ayrıldık. Birbirimize gönderdiğimiz selamlar dışında, bir daha görüşemedik. Tekrar kucaklaşmak için mahşer baharını beklemek zorunda olmak ne kadar üzüntü verici.
Güle güle kardeşim, yolun açık olsun, nur içinde yat, ruhun şad olsun. Görüşmek üzere…