Risale Haber-Haber Merkezi
Şeyh Said'in torunu Şeyh Muhammed Said Fırat'tan Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili garip sözler... Time Türk sitesinden Nevzat Çiçek'e konuşan Fırat, Bediüzzaman'la ilgili iftiraya varacak derecede sözler sarfetti.
İşte röportajdaki hayret uyandıran ilgili bölümler:
Şeyh Said olayı olduğunda Şeyh Said’in Said Nursi’ye bir mektup yazdığı iddiaları var bu konuyu açmanızı rica ediyorum.
Said Nursi “1950 yılına kadar şuurum yerinde ben düşüncelerimi kaleme almışım, fikrime güvenirdim. 1950 yılından sonra benden habersiz talebelerim bazı hususları söylemiştir. Eğer isterseniz tayin edeceğim bir vekil bu hususları çok güzel anlatır“ demiştir. Çünkü amcam kendilerine demiş ki “bazı hususlarınız aykırıdır, bunu sizin adınıza kabul edemem.” O da bunun üzerine, “Altı talebem var. Bunlardan birisini vekil seçmem için kuvvetim yerinde değil. Kolhisara geleceğim hangisini beğenirseniz ben onu vekil tayin edeceğim” dedi. Ne yazık ki bu olmadı kendisi Urfa’ya geliyor orada vefat ediyor. Amcam Şeyh Ali Rıza Efendi de Sivas Kampı’na ailemizden 11 kişi ile sürgün edildi.
Şeyh Said ve Said Nursi arasındaki mektuba dönersek...
Said Nursi amcama devamla şunları söyledi “Ben Van’da iken Şeyh Said’in mektubu bana ulaştı. Beni de bu hizmete davet etti. Ben de mektubuna cevaben dedim ki bana görev ver ki ben de bu hizmete buradan katılayım. Mektubun ulaşıp ulaşmadığını bilmiyorum. Sonra Şeyh Said tutuklandı. Benim mektubumdan dolayı beni de götürürler dedim ama beni götürmediler. Bunun üzerine ağladım sızladım. Sonra istedim ki, Şeyh Said oğullarını göreyim. Bugün bana nasip oldu beni kardeş kabul etsinler. Ben bu manevi üzüntüden kurtulayım. Beni manevi evlat kabul etsinler. Ben de manevi kardeşiniz olarak huzura çıkayım. Kolhisar’a gelip kalacağım. Altı talebem içinde hangisi uygun görülürse onu vekil tayin edeceğim."
Said Nursi bir şey yapmıyor mu hadise üzerine...
Bediüzzaman Said Nursi hadise sonrası yaşadıklarını amcama şöyle anlatıyor; “40 gün mağarada feryat figan ettim. Sonra bana ilham geldi dendi ki “Ben küfrü mutlakla mücadele ettim, sen de cehli mutlakla mücadele et. Ben bunun üzerine kalemimle cihat ettim.” Selahattin Efendi de kendisini ailemizin manevi evladı olarak kabul etti. Said Nursi, “Siz beni kabul ettiniz, ben de rahat ettim” diyor.
Bu konuşmalar nerede ve ne zaman geçiyor?
Şeyh Ali Rıza Efendi 1959 yılında Ankara’da ameliyat oldu. 60 darbesinden bir kaç ay önceydi. Bir gün sabah namazında Abdülmelik Fırat’ın evinin kapısı çalıyor, çünkü bizimkiler ona misafir. Gelen kişi üstadın talebelerinden biri, Abdülmelik Fırat'a diyor ki “Üstad ben çok yaşlıyım ve hastayım gelemem. Şeyh Said’in oğulları otele gelsin görüşelim.” Bunun üzerine babam ve amcam otele gidiyorlar. Talebeler bekletiyor ve konuyu ona iletmiyorlar. Bunun üzerine Şeyh Ali Rıza Efendi “Ben hastayım bekleyemem, neden haber vermiyorsunuz. Kendisi beni çağırmış” deyince o anda üstad Said Nursi kapıyı açıyor ve bizimkilerle görüşüyor. Şeyh Selahattin ve Şeyh Ali Rıza Efendi ikisi de görüşüyor Said Nursi ile. Ancak bu görüşmeyi Nurcular yazmadı. Bunun olduğunu onlar da çok iyi biliyor.
Şeyh Said'in torunu Şeyh Muhammed Said Fırat'a cevap veren Hüseyin Yılmaz'ın "Olmadı şeyhim, olmadı!.." yazısı için TIKLAYINIZ