İbrahim Mert-RİSALEHABER
'Kafkas Kartalı' olarak bilinen Şeyh Şamil, vefatının 152. yılında anılıyor. Dağıstan'ın Gimri köyünde 1797 yılında dünyaya gelen Şamil, 4 Şubat 1871 yılında Medine'de vefat etti.
MEVLANA HALİD-İ BAĞDADİ'NİN HALİFESİ
Şeyh Şamil bir tarikat mensubu. Genç yaşta ilim öğrenmek üzere Irak'a giden Şamil, 'Mevlana Halid-i Bağdadi' olarak bilinen alim Mevlana Halid-i Şehrezori'den tefsir, hadis, fıkıh, tasavvuf gibi dini ilimler ile edebiyat, tarih ve fen bilgilerini öğrendi. Şehrezori, talebesi Şeyh Şamil'e halifelik de vererek Kafkasya'ya gönderdi.
ŞEYH ŞAMİL İLE SAİD NURSİ'NİN ORTAK ÖZELLİKLERİNDEN BİRİ DE MEVLANA HALİD-İ BAĞDADİ
Nakşîbendîliğin büyük kollarından biri olan Hâlidiyye kolunun kurucusu olan Mevlânâ Hâlid, binlerce talebe yetiştirdi. Bir çok alimden ders aldıktan sonra 1813 yılında Bağdat’a yerleşen Bağdadî, burada on yıl kadar kaldıktan sonra, 1823 yılında, Şam’a yerleşti. Tefsir, Hadis, Tasavvuf, Fıkıh ve çeşitli ilmî konularda dersler verdi.
BEDİÜZZAMAN'A GELEN CÜBBE
Bediüzzaman Said Nursi'nin gençlik yıllarında medrese eğitimini tamamlayan talebelere hocaları tarafından sarık sardırılarak cübbe giydirilir ve böylece mezuniyet merasimi gerçekleştirilirdi. Kader-i ilahinin bir cilvesi olarak medrese tahsilini tamamlamasına rağmen Bediüzzaman'a cübbe giymek merasimi nasip olmamıştır. Bediüzzaman; bu sırada icazet merasimini ifa edebilecek dört veya beş büyük velinin vefat ettiğini, bazı alimlerin kendisini rakip gördükleri veya teslim oldukları için üstadlık pozisyonuna girmediklerinden dolayı kendisine cübbe giydirecek birinin bulunamadığını, bir üstadın elini öpüp cübbe giymenin elli altı sene geçmesine rağmen kendisine nasip olmadığını beyan ediyor.
Bunlara ilave olarak Bediüzzaman medrese tahsilini tamamladığında henüz 13 yaşında olduğunu, büyük hocalara mahsus kisvenin yaşının küçüklüğüne yakışmadığını, merasimin manileri arasında zikrediyor. Böyle çeşitli nedenlerle icazet merasimi yapılamayan Bediüzzaman Hazretlerine, asırlar ötesinden gönderilen Mevlana Halid Hazretlerinin cübbesi nasip olmuş ve kendisine giydirilmiştir.
MEVLANA HALİD'İN TORUNUNDAN SAİD NURSİ'YE CÜBBE HEDİYESİ
Bu cübbe, bir sarıkla birlikte, Mevlana Hazretlerinin meşhur halifelerinden "Küçük Aşık" namıyla tanınan, Mehmet Efendi'nin torunu Asiye Mülazimoğlu eliyle Bediüzzaman Hazretlerine ulaşmıştır. Asiye Hanımın kocasının Kastamonu Hapishanesi müdürlüğüne atanması üzerine buraya gelip yerleşmeleriyle emanetin sahibine teslim imkanı doğmuştur.
Hediye kabul etmeyen Bediüzzaman'a cübbeyi teslim etmek isteyen Asiye Hanım, Üstadın talebesi Mehmet Feyzi'yi arayıp bulmuş, geri çevrilmesin diye de "sizde emanet olarak kalsın" demiştir. Üstad cübbeyi kabul etmiş ve şükrederek giymiştir.
Her hal ve hareketiyle dikkatleri Risale-i Nur ve şahs-ı maneviye yönelten Bediüzzaman, cübbeyi, sadece kendisi giymeyip, bazı has talebelerine de teberrüken giydirmiştir. Mevlana Halid'den sonraki ve son müceddid olan Bediüzzaman, bu hareketiyle bir kez daha şahs-ı maneviyi ön plana çıkarmıştır.
Bediüzzaman Hazretlerine gelen cübbe son olarak merhum Abdülkadir Badıllı Ağabey'de muhafaza ediliyordu.