Şeytan Üçgeni

Misafir Kalem

Yaşamın, zihnimizin ve gündemimizin karmaşıklığı görüneni artık neredeyse hiç doğrudan sunmuyor. Uluslararası boyuttaki yalanın, hırsızlığın ve sömürgeciliğin icrası da doğrudan yapılmamakta ve az sömürülen çok sömürüleni efendisi için kandırıp ezmekte ve yok etmektedir.

Şeytan Üçgeni:

Tarih boyunca savaşlar, işgaller yağma uğruna, din adına veya hanedanlık mücadeleleri için ve yakın zamanda milliyetçi ya da ideolojik akımlardan dolayı yapılmaktaydı. Savaşları ve yıkımları uzun süreye yayan sömürgecilik ise yakın tarihten bugüne kadar kendisini dünyanın birçok noktasında farklı şekillerde göstermektedir. Sanayi devriminden önceki büyük devletler diğer toplulukların yer üstü kaynaklarını tüketirken bugünkü sömürgecilik toplumların yer altı kaynakları ve geleceklerini de bitirmektedir. Bu noktada aklımıza gelebilir, Osmanlı gibi büyük bir devlet de mi sömürgeciydi? Cemil Meriç “Medeniyet insanlığa hizmet etmektir” der. Osmanlının Balkanlarda ve diğer topraklarda yaptığı sosyal alt yapı hizmetleri ve örneğin Macaristan’dan 30.000 dinar vergi alırken oraya 50.000 dinar hizmet götürmesi Osmanlı devletinin sömürgeci değil; genelde medeni ve insan tabanlı bir devlet olduğu gösterir. Ama öte yandan birçok büyük devlet işgal ettikleri yerlerin yerel halklarını ya topluca katletmişler ya da köle konumuna sokup dünya pazarında işçi olarak satmışlardır. Bundan dolayı bugün Kızılderili ve Aborjinler gibi bazı topluluklar nesilleri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmışlardır.

Geçtiğimiz son iki yüzyılda sömürgecilik altın çağını yaşamıştır. Dünya büyük oranda belli başlı birkaç ülke tarafından işgal edilmiştir. Sömürülen toplumların büyük bir kısmı da kendi modernleşmelerini kazanınca sivil ya da askeri bağımsızlık mücadeleleri ile özgürlüklerine kavuşmuşlardır. Ancak eski sistemdeki yetişmiş insanlar önceki sahipleri tarafından iyi bilindikleri için içlerinden bazılarının daha ön plana çıkmasına ve neticede ülkeden bu defa dolaylı olarak kendisine bağımlı olmasını sağlamışlardır. Böylece daha çok askeri darbelerle başa gelen ve dışarıdan birileri tarafından yönlendirilen ve desteklenen yeni asker krallar sömürge sonrası ülkelerde ortaya çıkmıştır. Daha öncesinde valileri aracılığıyla kontrol ettikleri ülkeleri artık büyük şirketleri vasıtasıyla sömürmeye devam etmişlerdir. Ülkeyi yönetenler pastanın on parçasının üçünü alırken dolaylı sömürgeciler altısını ve memleketin yüzde 95’ini oluşturan halka ise pastanın sadece bir parçası kalmaktadır. Cumhuriyetle yönetilen ülkelerde istenmeyen partiler iş başına geldiler mi komplo ve darbelerle milleti iradesi alt üst edilip ülkenin bağımlılığı devam ettirilmektedir.

Günümüzde eğitimli insan sayısının artması, iletişim araçlarının yaygınlaşması, televizyon ve internet ile kısa sürede her yerden haber alınabilmesiyle refah ve özgürlük içinde yaşayan ülkeleri bizzat gören fakir ama sistemlerinin ve idarecilerinin iyi giyinimli kölesini haline getirilmiş bazı toplumlar eleştirilere ve söylenmeye başlamışlardır. Uzun yıllar boyunca ülkesinin kaynaklarının bir kısmını yemiş ve ailesine ve ona yakınlarına yedirmiş ama daha çoğunu çağdaş sömürgecilere peşkeş çekmiş diktatör ya da ideolojik yapılar halkın az olan taleplerini bile çok görüp eleştireni tutuklama, protestoculara ateş etme ve ona her muhalefet edeni yok etme politikası gütme eğilimine gitmişlerdir. Şeytan üçgeninin başı, halkların başına bir çoban koymakla bu işi devam ettiremeyeceğini anlayınca bir yandan da halk tarafında bulunmakta ve ona destek olacağını açıklar. Öte yandan kendi çobanlığını yapmamış başka bir sömürgecinin o ülkeyi sömürmesine izin veren başka bir diktatörün de indirilmesi için süratle o memlekete demokrasi! adına müdahale edilir.  Sömürülecek bir şeyi olmayan ülkelerin hem diktatörlerine hem muhaliflerine silah satılır. Sömürdüğü ülkelere de aynı politikayı yapar bilinçlenmiş toplumlarla, diktatörlerin kaprisleri ile daha uğraşacak sabrı kalmamıştır. Toplum birbirini yerken çağdaş sömürgeciler uluslararası şirketler aracılığıyla zaten sömürmeye devam etmektedir ve ona engel olacak kimse kalmamakla beraber pastanın onda dokuzu da artık onundur. Bunun içindir ki dünyanın güvenlik konularına karar verebilecek sadece beş ülkeyken silah ticaretini de en çok satan bu ülkelerdir!

Sömürgeciler tarih boyunca işgal ve diktatörler aracılığıyla dünya halklarının önündeki ekmeği yerken bugün ise kılcal damarlara kadar inen sömürmeyi terörle sağlamakta. Terör bir şehir işgal edilmeden önceden bombalanmasına benzemektedir. İnsanlık ve medeniyet namına her ne varsa uzun süren yıllar içinde bulaşıcı bir hastalık gibi herkesi etkilemektedir. Nesiller, medeniyetler ve coğrafyaların iklimi ve tarihi yok olmaktadır. Her şeyi kendine mal etmeyi medeniyet gören sömürgeciler için bu kaçınılmaz bir fırsat olmaktadır. Onun içindir ki bugün bazıları uzaya çıkmaya çalışırken bazıları hala mağaralarda yaşamakta; bazıları aşırı şişmanlıktan bazıları da açlıktan ölmektedir.

(AD)

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.