Bir Seyyid Abi vardı İstanbul hayatımda
Tevekküllü ahvalin her karesi yadımda
Hızla çürüyecekken durdurmuştu zamanı
Kalan nefesi sanki nedametin kurbanı
Gözleri niyaz bakar lisanı zikir çeker
Kerem meşrep bir tavır mekanı Aslı Berber
Bir dükkanı kalmıştı o da onun değildi
Hem işi hem hanesi birarada dahildi
Çıkarmak istediler oradan uzun zaman
Pencere kapı kırıp ettiler kış perişan
Çok darbe yemiş idi mülkten akaribinden
Bu yüzden çekilmişti kör kuyunun dibinden
Bir dost elini tutup çıkmıştı cendereden
Alt kat bir daireye terfi etmişti hiçten
Saçı uzayan gelse makasını kapardı
Ücret gönlüne göre ne versen o kadardı
Dünya onun gözünde sadece lagaluga
Hazırlık yapıyordu uzun bir yolculuğa
Basitçe yaşayarak ağır düşünüyordu
Hakkın muradı için takati çokça yordu
Garipti Seyyid Abi sözünü anlamazdın
Bilgisi azdı ama gözünden kopamazdın
Hisseder hissettirir ama anlatamazdı
Sessizken bile çok kez haykırıştı avazdı
Bir hasbilik kokardı yüreğe dokunurdu
Bir soru sorar sana kolay içinde zordu
Kibirle gelenlere sopa tutar elinde
Mesele anlatırdı kahraman Kunta Kinte
Bir yumurta bir ekmek koyuyordu önüne
Bir de çay demliyordu yetiyordu gönlüne
Borcum vardı dostuna "ona ver" dedi bana
Ne ettiysem almadı tam kanaat istiğna
Bir ara zekat deyip uzattım biraz para
"Şükür var sende" deyip şom nefsi çekti dara
Ben akılla nakille konuşurdum dinlerdi
O gönülle bakardı hep gönülden inlerdi
Tutup götürür bazı akşam zikir hatmine
Kolkola tutularak Hay Allah Hay ritmine
Bir ara görüşmedik epey zaman geçtiydi
Komşusu geldi bana biraz endişeliydi
Seyyid Abi kaç gündür görünmüyormüş meğer
Kapısı açılmamış bir hal olduysa eğer
Sonunda açıp girdik eve aman ya Rabbi
Ne görelim yatıyor kaç gündür Seyyid Abi
Önünde sahurluğu nafile oruç için
Göçmüş meğer sessizce cevap yok nasıl niçin
Herkes geldi toplandı son vazife yapıldı
Karar verildi orda evi medrese oldu
Seyyid Abi dünyamda parlayan heyecandı
Kanaatle yoğrulan sarsılmaz bir imandı
Dünyaya bilaperva direnmekti aşk ile
Saadet muhabbette yaran ile meşk ile