Seyyid Ali, 1892 yılında Şırnak’ın Findik nahiyesinde dünyaya gelmiştir. Seyyid Süleyman’ın oğludur. Soyu Hz. Hasan vasıtasıyla Hz. Ali’ye ulaşır. 1 Mart 1968 Cuma günü vefat etmiştir.
Kur’an ilimleri, Fıkıh, Kelam, Hadis, Belagat, Mantık; istiare, Vad’, Nahiv; Sarf ve diğer ilimler onun için aynı mesabededir. Hepsinde söz sahibidir.
İlmi sömürü aracı yapmamakla ün salmıştır. Verdiği fetvalar karşılığında teklif edilen maddi karşılıkları reddetmiş ve hasbiliğini korumuştur.
Seyyid Ali’nin bir kısım şiirleri bazı şahsiyetlerin vefatından duyduğu üzüntüyü içermektedir: Bediüzzaman Said Nursi, Cizreli Şeyh Seyda ve Şeyh İbrahim Hakkı Basret için yazdığı methiye yüklü mersiyeler bu konuda örnek gösterilebilir.
Malumdur ki, vefatından önce Urfa’ya gelen Hz. Üstad’ı pek çok kişi ziyaret etmek istediği gibi; Cizreli Şeyh Seyda da bir grup halifesi, seveni ve müritleriyle beraber Bediüzzaman hazretlerini ziyaret etmek istemişlerdir. Ancak, Midyat’a vardıklarında Üstadın vefat haberi ulaşır ve gıyabi cenaze namazı kılarlar. İşte o grup arasında Seyyid Ali de vardır. Üstad Hazretlerini görmeden eserleri vasıtasıyla kendisini tanıyan bu büyük allame o günkü duygularını bakın nasıl dile getiriyor:
LI SER WEFATA BEDÎUZEMAN SEÎD Ê NORSÎ
(Bediüzzaman Said Nursi’nin Vefatı Üzerine…)
Cüneyt Gökçe'nin yazısı için TIKLAYINIZ