Namazda cemaate imam olacak kimsede birtakım ilmi ve ahlaki vasıfların bulunması gerekir. Çünkü, imam olan insan namaz esnasında üzerine cemaatin mesuliyetini yüklenmektedir. İmam aynı zamanda cemaatin rehberi ve kılavuzu olmaktadır. Bu vazifenin bir peygamber mesleği olduğu devamlı hatırda tutularak, ona göre titiz ve ihtiyatlı davranılmalıdır.
İslam alimleri imamlığa ehil olacak kimseleri şu şekilde tasnif ederler:
- İmam olacak kimse önce namazın ahkamını, sıhhatini, namazı bozan ve bozmayan şeyleri, sünnet ve mekruhlarını iyi bilmelidir.
- İkinci olarak Kur’an’ı düzgün ve yanlışsız olarak okuyabilmelidir. Yani, namazda okuduğu sûre ve ayetleri namaz sahih olacak şekilde okumalıdır.
- Bundan başka takvayı esas almalı, haramdan ve şüpheli şeylerden uzak durmalıdır.
- Ayrıca ahlaki bakımdan mutedil bulunmalı; ahlaksızlık sayılan çirkin fiillerden uzak durmaya çalışmalıdır.
- Diğer yandan imamlık yapacak kimse herkes tarafından sevilen, sayılan birisi olmalıdır. Çünkü, imamlıkta ilk aranan şart, imamın faziletli bir insan olması, cemaat tarafından benimsenen örnek şahsiyete sahip bulunmasıdır.
Bu arada bazı kimselerin imamlıkları da mekruhtur. Mesela, kör kimsenin, haram ve günahları işlemekten çekinmeyen fasıkın, bit’atçının imamlık yapması mekruhtur. Bunların ayrı ayrı sebep ve hikmetleri vardır. Kör insan, üstünün başının temizliğine pek dikkat edemez; farkında olmadan üzerlerinde namazın sıhhatine engel olacak kadar necaset bulunduğu hâlde namaza durabilirler.(1)
Fasık ve bid’atçı kimselerin imamlığına gelince; içki, kumar, faiz, yalan ve gıybet gibi fiilleri işleyen kimselere fasık denir. Bu arada toto, piyango da birer kumar olduklarından, bunların haram olduğunu bile bile işleyen kimseler de fasık olur. Esas itibariyle cemaatin önüne geçecek kimsenin Müslümanların hoş karşılamadığı böyle fiilleri işlememesi icap eder.
Fakat, bütün bunlarla birlikte gerek hadis kitaplarımızda gerekse fıkıh ve kelam kitaplarında yer aldığına göre, kerahetle birlikte fıska giren ve bid’at işleyen kimselerin arkasında namaz kılınır. Bu namaz sahih olur. Ancak, işlemiş olduğu haram fiili küçümser, haramlığını umursamaz, hatta haram olmadığına beyanda bulunursa, işte böyle kimselerin arkasında namaz kılmamalıdır.
Bu arada bazı kaynaklarda bid’at sahibinin ve fasıkın arkasında namaz kılan kimse cemaat sevabını alsa da bu sevap takva ehli bir imamın arkasında kılınan namazın sevabına yetişmez, onun kadar olamaz, denilir.(2)
Sigaranın haram olduğuna dair kesin bir hüküm bulunmadığı için, sigara içen kimselerin arkasında namaz kılmak mekruh olduğu söylenemez. Olsa olsa kendisi bir mekruh işlemiş olur. Fakat, yukarıda da dediğimiz gibi, imam olan şahıslar örnek kabul edilen insanlar olduklarından bu alışkanlığı da terk etmeye çalışmalıdır.
Bu vesileyle şu hususu da belirtelim: Bir imamda kötü bir alışkanlık, fıska giren bir hareket görüldüğü zaman, münasip bir dille onu kendisine hatırlatmalı, herkese duyurup ilan ederek aleyhinde bir hava meydana getirmemeye çalışmalıdır. Çünkü, böyle yanlış bir hareket, bu vazifeyi yapan bütün şahıslara da dolaylı olarak tesir edebilir. Bu meseleye de dikkat edilmelidir.
Dipnotlar:
1. Mülteka'l-Ebhur, 31-32.
2. el-Feteva'l-Hindiyye, 1:84.
(bk. Mehmed PAKSU, Çağın Getirdiği Sorular)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet