Hadis-i Şerifte, insanın iki şeyin kıymetini bilmediğini, bunların birincisinin sıhhat, ikincisinin de boş vakit olduğu ifade edilmektedir.
Vakti boşa harcadığımız, değerlendirmediğimiz bir vakıa. Malayani şeylerle heba ettiğimiz zamanın arkasından seyredip dururuz. Belki de bizi mahcup edecek hal ve hareketlerimiz olur. Onun için yapılacak iş, evvel emirde şerri def etmek olan günahlardan uzak durmak, her anımızın kayıt altına alındığını, gizli kamera ile tespit edildiğini hiç hatırdan çıkarmamak olmalıdır.
Hata, günah ve isyandan uzak, salih amel, hayır ve güzel hizmetlerle zamanı değerlendirmek akıllıca bir iş olsa gerektir.
Sıhhatin kıymetini bilmek de boş vakti değerlendirmek kadar, belki daha fazla önemlidir. Hasta olmadan, önemli bir derde yakalanmadan sağlığın varlığından haberdar olmak gerektiğini Peygamberimiz (asm) bildiriyor.
Ancak gaflet, dikkatsizlik, önem vermemek, his ve heves gibi haller bu nimetin kıymetini idrak etmeye engel olmaktadır.
Hastaları ziyaret etmek insani bir görev, sevap kazandıran bir vazife, hasta akraba ise, ziyareti sıla-i rahim bir ibadet olması da dikkate değer bir hakikattir.
Ziyaretle hastaya moral verip, gönlünü hoş edip duasını almanın yanında ibret almak da vardır. Hastaları veya hastaneleri ziyaret etmek, sıhhatin varlığını ve kıymetinin bilinmesini ihtar ediyor
Kur’an-ı Kerim’de verilen nimetler sıkça zikredilir. Bunları verene nazarlar çevrilir. “Kulak, göz ve kalplerinizin sahibi kimdir. Hâlbuki bunlara karşı az şükrediyorsunuz” gibi ikazlarla vücut ve azaları mükemmel çalıştıran Allah’ı tanımak, hayırlı hizmetlerde istimal etmek ve şükrünü eda etmekle vazifeli olduğumuz bildiriliyor.
Hasta, sabretmekle, hastalığın Allah’ın takdir ve nimeti olduğu şuurunda olmakla her dakikası ibadet sayılacaktır. Bu vesile ile kısa ömürde ebedi hayatına hayır ve sevap gönderecektir.
Hasta bakıcı da Allah için hizmetini görünce o da ayrıca dua alacak, Allah’ın rızasını kazanacak ve sevap elde edecektir.
Bu satırları ibret alınacak bir mekânda yazıyorum. Ankara Tıp’ta biraderin cerrahi bir operasyon geçirmesi vesilesiyle bulunuyorum. Hastalıklar çeşit çeşit, desen desen.
Hepsi de ibret alınacak türden. Bunlara bakıp sıhhatin kıymetini anlamamak mümkün mü?
“Allah’ın Resulüne ve âline, hastalıklar ve devaları adedince selam olsun” derken; hastalığı veren, Şafi ismiyle dermanını da halk edenin Allah olduğunu hatırlamış oluyoruz.
Allah bütün hastalara ve hastamıza da şifa ihsan etsin. Âmin.