Şiirin Tülleri

Ne kararan, ne solan sokaklara meftundur şiir

Taha Çağlaroğlu’nun yazısı:

Şiirin Tülleri

Sarışın bir akşamüstünün sevdaya, sevince ve daha çok acıya benzeyen yüzü vardır şiirin tülleri ardında. Edebiyatın asıl ve içli çocuğu olan şiir, uzak yollardan gelmiştir hanemize. Az konuşur o. Öz.

Yaşamından şiiri kovan insanlar, estetik kalesinden bir zarafet taşı düşürdüklerini bazen de anlarlar. Şiirsizliğin sıkıntısını yaşadıklarını, yalnızlaştıklarını duyumsarlar. Anlamamak, anlatamamak ve anlaşılamamak. Kendilerini kaptırıp gitmişlerdir bir akışa. Ne bir an durup düşünmeyi akıl ederler, ne de sonsuzun aynasında kamaşmayı.

Şiir diyorsam, yazılan ve yazılmayan şiirler. Henüz kaleme dökülmemiş şiirler de bir mektup gibi uçar gider ruhlar arasında. Bilinmeyen yerlerden, ötedekilerden, mahrem üzüntülerden, nahif kırılganlıklardan, ciğeri sızlatan iç gözyaşlarından sarsıntılar getirir. Canlı bir mecaz gibi dolaşır aramızda. Şeffaftır; fakat tüller ardındadır onun şeffaflığı. Dikkatli bakışları arzular, müstesna ilgileri davet eder.

Kahramanları vardır şiirin, güzelleri. Atlıları vardır, şirinleri, ‘sükût sûretinde’ bakanları. Daha neleri yoktur? Düğünleri, gazel gözlü semaları, ‘bir karıncaya ulu nazar’ları. Tüller ardındaki eflâtun çiçekleri, yoksula uzanan hülyaları, bir babanın boğazında düğümlenen yokluk düğümlerinin sözcükleri, merhametin hanımeli tazeliğindeki erguvanı, hapishane kapısında içerilerden kopup gelen gözlerin reyhanı...

Özgürlüğe de emek verir şiir. Işıldatan çekici, vicdan okşayan rüzgârı, kale inşa eden ustası vardır onun.

Dünyadan ayrılıp gideceğimizi, her şeye yeni bir gözle bakmamız ve göğümüzde muhteşem ötelerin dirilmesi gerektiğini şiir hatırlatır bize, serin ve sarsıcı sesiyle.

Bekle bizi şiir. Pırıl pırıl kıyıların, rıhtımların, görkemli yıldızların içinde bekle bizi. Kadife nakışların, bir köşede masal gibi bir sessizliğin enginliğinde gönül okuyanların, hazin ve bilge edaların, yalılardan ve gecekondulardan tüten tecellilerin içinde bekle. Bu kadar hızlı göçme, uzaklaşma; yorma bizi. Sönen ışıklarımıza bir kez daha seslen. Yasemin kokularında, özgürlüğe emek veren maviliğinle ve cehdinle, beyaz sargılar içindeki direnişinle bekle.

Ne kararan, ne solan sokaklara meftundur şiir. Solgun caddelerde çürüyen dakikaları dolaşsa da, ümidi ve selâmı terennüm eder. Beklemek ister bizi.

Bekle bizi şiir.

Edebiyat Haberleri