Sohbet edecek sahih salihler bulamasak da sohbeti bu yöne taşımaya çalışmak da bir adımdır, bir gayrettir.
Umulur ki bir gün salih biri veya salihler topluluğu ile karşılaşırız; belki de kendimiz o yolda ilerleriz!
Tevfik-i İlahi refik olursa evet.
Meyil, niyet ve gayret... Bize düşen başka nedir?
Çay simit arası sohbetler hakikate dair, eksikliğini görme ve telafi yönüne dairse; umut adına güzel adımlar.
Hamaset ve yüksek perdeden değil küçük ama sahih bir fikri üretim, bir yön belirleme, o yolda karınca adımlarla yürüme, kah uçma!
Ülkeyi, dünyayı kurtarmadan önce kendi küçük dünyasını kurtarma!
Ona, buna diyet ve aidiyet bağı ve bağlantısı olmadan, hakikati incitme korkusu taşıyarak konuşma, sohbet etme!
Soru sorma, cevap arama, cevap bekleme!
Simit sadeliğinde, çay akıcılığında...
İki kişi, üç kişi, beş kişi? Sahih ve samimi olduktan sonra ne fark eder?
Sonrasında şehirde yürümek; bir namaz vakti bir camiye varıncaya kadar yürümek.
Kısa günün tarihi...
Bütün günler böyle olmasa da kimi günleri böyle renkli sadelikte yaşamak, tebessümlü küçük adımlarla büyük şehirde yürümek...
Hayat akıyor, ömür geçiyor. Geride güzel kareler, ileriye hakikatli sahneler taşımak..
Sahih bir niyet, salihler topluluğuna ve de salihler topluluğu olma yolunda yürümekle olur bütün bunlar.
Simidin yanında üzüm ve incir de olur mu? Olur.
Aşure ala olur.