Ege Bölgesine özgü bir bal çeşidi olan çam balı, uluslararası markaların da ilgi odağı oldu. Sektörün Avrupa'daki en büyük markasının Türk bayrağını kullandığı ambalajlarla çam balı satışına girdiği belirtildi.
Ege NKM Dış Ticaret Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Nedim Kalpaklıoğlu yaptığı açıklamada, bal ihracatında son dönemde güzel gelişmelerin yaşandığını belirtti.
Çam balının dünyada sadece Türkiye ve Yunanistan'da üretildiğini, ancak Yunanistan'daki üretimin çok düşük seviyede olması nedeniyle ihracat yapamadığını söyleyen Kalpaklıoğlu, Türkiye'nin ise geçen dönemde istikrarlı bir üretim grafiği yakalayamaması nedeniyle dış ticaret sorunları yaşadığını kaydetti.
Çam balı diğer balların aksine çiçeklerden toplanan nektarlardan değil, arıların çam ağaçları üzerinde oluşan reçineleri işleyerek elde ettikleri salgı balı türüdür. Öncelikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde üretilen bal bir çok ülkeye ihraç ediliyor. İlkbahar - sonbahar aralıklarında işlenen bal koyu bulanık kahverengi renkte, keskin bir tada ve çam ağacına özgü rayihaya sahip oluyor.
Çam balı solunum yollarına, sindirim sistemine olan olumlu etki ve faydaları tıpta kabul görmüştür. Her sabah bir bardak ılık su ile karıştırılarak aç karnına içildiğinde, kilo verdirme özelliğine sahip olan çam balının bugüne kadar genelde Avrupa'daki etnik pazarlarda satıldığını, markalaşma konusundaki çalışmalarının yavaş ilerlediğini dile getiren Kalpaklıoğlu, şunları söyledi:
''Uluslararası markalar da Ege'ye özgü bu balı raflara koymak istiyordu. Bu yıl üretimin istenen seviyede olması ihracatın önünü açtı. Avrupa'nın en büyük bal markası, Türk bayrağını kullandığı ambalajlarıyla çam balı satışına başladı. Ürünün etiketinde çam balının nerede üretildiğinin bilgisi de veriliyor. Bu Türk çam balı için çok önemli bir tanıtım ve markalaşma fırsatıdır. Çünkü Türk çam balı, Avrupa'daki market raflarında Kanada, Macaristan gibi özgün ürünlere sahip ürünler arasında satışa sunuluyor.''
TURİZMİN KATKISI
Kalpaklıoğlu, sektörde faaliyet gösteren şirketlerin de ihracata ağırlık verdiğini, çiçek balında maliyet sorunu nedeniyle dünya pazarında rekabet gücüne sahip olmayan şirketlerin çam balıyla ihracat fırsatını değerlendirdiğini dile getirdi.
Çam balında yıllık ortalama 2 bin ton ihracat yapılabildiğini, standartlara uygun üretim yapılması halinde bunun 15 bin tona çıkarılabileceğini ifade eden Kalpaklıoğlu, ihracat için her partide 60'a yakın analiz istendiğini, bu nedenle ihracatta sabırlı olunması gerektiğini ifade etti.
İhracatta markalı ihracatın önemini giderek artırdığına dikkati çeken Kalpaklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bir kaç yıl öncesine kadar varillerle gönderdiğimiz bal, Avrupa ülkelerinde ambalajlanıp satılıyordu. Bu süreçte modern tesisler kurduk. Toplam ihracat içinde kendi markamızla yaptığımızın oranı yüzde 10'ları buldu. Tamamını markalı yapamasak da üretimimizin büyük bölümünü kendi markamıza ayırmak istiyoruz.
Markamızı öncelikle Türkler'in yoğun yaşadığı bölgelerdeki marketlerde, ardından gelişmiş kentlerde yer alan yöresel marketlerde yaymak istiyoruz. Almanya, ABD, Japonya ve Kanada'da dağıtıma başladık. Bizi market raflarında gören bazı üreticilerin de dikkatini çektik. Örneğin BAE'nin önde gelen bir markası tesislerimizde ortak üretim yapmak istediğini ifade etti. Görüşmelerimiz sürüyor.''
Çam balının tanınırlığında turizmin büyük etkisinin bulunduğuna işaret eden Kalpaklıoğlu, Ege sahillerine tatile gelen çok sayıda turistin çam balını ülkelerine dönerken yanlarında götürdüğünü söyledi.
Kalpaklıoğlu, balda dünya pazarlarında rekabet gücünün artması için zeytinyağındaki gibi ambalajlı ve markalı ürünlere ihracat teşviki sağlanması gerektiğini, bu konuda hükümetin desteğini beklediklerini ifade etti.
Bugün